Bölüm 19

2K 66 84
                                    


internet bulunca yayımladım keyifli okumalar :)


Hilal güneş ışığı odayı doldururken, mutlulukla araladı deniz mavisi gözlerini vücudunu saran uzun ince kollar karnında birleşmiş adamın yapılı çenesi gönül çukuruna yerleşmişti, nefesi boynunu yalayıp geçiyor genç kızın sarı saçlarını havalandırıyordu. Ne güzel şeydi insanın sevdiği ile güne merhaba demesi. Ne ara bu hale gelmişlerdi baştan beri sevmediği sürekli bir şekilde sinirlerini bozmayı başaran kişi ile sarmaş dolaş uyuyor uyanıyordu. Kıkırtılarına hakim olamamıştı, hafif kıpırdanmaya çalıştığında Leon izin vermemiş mırıldandıp daha çok sokulmuştu Hilal'e. Tek bacağını kalçasının üzerine atıp bacaklarını sıkıştırdı tıpkı bir mengene gibi. Leon halinden oldukça memnun uykusuna devar ediyorken Hilale ise ateşler basmıştı. Havaların sıcak olmasından değildi bu hali ilk defa bir erkekle böyle bir vaziyetin içindeydi geceliğinin ince kumaşı bedenini örtüyordu lakin gizlemiyordu sevdiği adamı tüm uzuvları ile hissediyor bundan rahatsızlık duyması gerekirken aksini yaşıyor bu anlar hiç bitmesin istiyordu. Şimdi anlıyordu ayıpladığı kitap karakterlerini Aşkı Memnu da Bihter'in ahlaksız biri olduğunu düşünür sevdanın böyle bir şeye bahane olamayacağını söylerdi. Büyük konuşmuştu. Kendi vaziyeti de yasaktı. Aralarında nikah yoktu kendisine haram olan bir adamın yanında gerektiği gibi örtünmüyor uyuyor üstelik onunla öpüşüyordu. Gözünün önüne gelen görüntüler ile dudaklarında gezdirdi küçük parmaklarını. Düşündükçe kanını kaynıyor kalbi hızlanıyordu. Üstelik ilk hamleyi o yapmıştı utanıyordu Leon'un yüzüne bakabileceğini düşünmüyordu. Biraz adamı tanıyorsa kendisini utandırmak için uğraşacağını bununla eğleneceğini de biliyordu. Hoş utanması için çaba harcaması gerekmiyordu bazı anlar sevdiğinin kahverengi gözlerinde öyle duygular görüyorduki oracıkta eriyiverecek gibi oluyordu. Gözüne Leon'un rulo haline getirdiği kağıt ilişti. Çok merak ediyordu sevdiği adamın gözünden kendisi görmek istedi. Alıp bakacağı sırada uyanmaya başladığını fark edince hemen yumdu gözlerini.

Leon gözlerini açtığında farklı bir avize ile karşılaştığında yadırgadı aşina olduğu yasemin kokusu burnuna dolduğunda gülümsemesi yayıldı yüzüne fark etmesede. Hilalin bembeyaz kuğu boynuna sokulmuştu. Kıza sarıldığını üstelik normal bir sarılma olmadığını fark edince şaşırdı. Değil biri ile sarılarak uyumak odada yalnız olmadığı zaman bile uyuyamazdı. Tek çocuk olarak büyümenin getirdiği bir alışkanlıktı. Hilali uyandırmamaya gayret ederek altta kalan kolunu çekti. Yatakta biraz doğrulup içinden gelen dürtülere engel olamayarak genç kızın yüzünü incelemeye başladı. Yay kaşlara iri gözlere sahipti, büyük ve çıkık elmacık kemikleri ona farklı bir hava katıyordu. Burnu muazzamdı dümdüz iniyor ucu havaya kalkıyordu. Hokka burunlu diye fısıldadı. Kendi burnu ise uzun ve kemerli bir yapıya sahipti. Hiç beğenmezdi. Hilalin yüzünde en çok sevdiği yer dudakları ve burnu orasındaki o boşluktu. Çocuksu yüzünü kadınsa bir yüze çeviren yegane yer. Pembe küçük ve etli dudaklarına ulaştığında yutkundu dün gece bu dudaklara sahip olmuştu. Küçük beden kolları arasında titrerken o bu dünyadan soyutlanmışçasına daha fazlasını istemişti tedirgin başlayan öpüşmeleri git gide alevlendiğinde kalbi göğüs kafesini dövdü. O anları tekrar yaşamak adına dudaklarını yaladı. Bu kadar ileri gitmemeliydi o çok masumdu. Terden boynuna yapışan saçlarını geri doğru itti kızın. Göğsüne yakın yerde gördüğü morluklar ile beyninden vurulmuşa döndü. Hilal huysuzlanıp sağa dönünce göğüslerini sıkıştırmıştı. Diş izini gördüğünde çıldırıcaktı. Bu izlerin nasıl oluşacağını bilecek yaşa sahipti. Hızla kalktı yataktan kendinden tiksinmişti. Vücudunda başka adamın izlerini taşıyan biri ile öpüşmüştü. Dudaklarını yıkadı defalarca. Masum olduğunu düşündüğüiçin kendine kızdı. Mehmet benim arkadaşım dediğinde inanmıştı. Hem zaten dün gece öpüşmelerini başlatanda kendisi idi. Alışkın olmayan birinin yapacağı hareket değildi heleki müslüman bir kızın. Kendi yanında da sere serpe uyumamış mıydı,resmini çizerken tüm güzelliğini sunmamış mıydı? Birde çekiniyor numarası yapıyordu. Aynadaki aksine baktı sinsi bir gülümseme ile "Mehmet onu aldatıp başka bir adam ile öpüştüğünü öğrenince ne hesap vereceksin Hilal?"

O gün ve sonraki gün Hilalin yüzünü görmemek adına konakta az vakit geçirmişti. Hilal ise Leonun kendini görünce kaçmasını ona tiksinerek bakmasını kaldıramıyordu. Pişman olmuştu genç adam öyle düşünüyordu ara ara ağlıyor, kederleniyordu. Hem Leon onu napsındı? Hiçbir zaman güzel olmamıştı. Oğlanlar onunla ablasına ulaşmak için konuşurdu. Kısa boyluydu işve cilve yapmayı bilmezdi hoş sohbet edemezdi. İzmirin tüm kızları peşindeyken Hilal için yanıp tutuşmayacaktı elbet.

Leon istemeye istemeye ayaklarını hastane koridorunda sürükledi. Her nasıl olduysa Hilali nöbetten almak onun üzerine kalmıştı. Kızı almaya geldiği yetmezmiş gibi bir de faytonda başbaşa kalacaklardı. Hilal bu birkaç gün içinde konuşmaya çalışmıştı her seferinde başından atmıştı. Şimdi kaçacak yeri kalmayınca el mahkum konuşması icap ederdi. Giyinme odasına yaklaştığında Hilal'in kahkahasını işitti. Biri ile konuşuyordu.

"Tamam tamam sabret biraz."

"Biliyorum beni özlediğini bende seni özledim."

Bir süre sonra ses kesildiğinde Leon kapının kulbuna davrandı. Hilalin inlemesi ile olduğu yere çivi gibi çakıldı.

"Yavaş olsana Mehmet ısırıyorsun göğüslerimde iz kalıyor yakalanırsam kimseye açıklayamam."

Leon tuttuğu tokmağı kıracak kadar güçlü sıkıyor öfkesini bedenini zehirli bir sarmaşık gibi ele geçiriyordu.

TEĞMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin