Bölüm 3

3.9K 188 18
                                        

Onu iki gündür hiç görmemiştim ne kahvaltılara ne de akşam yemeklerine katılıyordu. Söylediğim sözlerden sonra bunu yapacağını tahmin etmiştim ama içimden bir ses seni o kadar da önemsemiyor Leon diyordu. Durumun düşündüğümden farklı olduğunu ise bu gece karşımdaki sandalyenin boş kalışından anlıyordum. O sözler isteyerek ağzımdan çıkmamıştı. Mehmet'e olan öfkemi Hilal'i hırplayarak çıkarmıştım sonucunda zehirli oklara dönüşen çirkin sözlerim elmaya değil bana saplanmıştı. Ne ahmaklıktı yaptığım. Düşündükçe kendimden utanıyordum.

"Hilal bu gece de mi nöbete kaldı Azize ?"

"Ayşe hemşire rahatsızlanmış onun yerine bakmak istedi."

"Başka insan mı yoktu hastanede? Geçen gece de nöbetteydi sabahta erkenden gitmiş."

"Onu kızına sorarsın sanki Hilal'i bilmezmiş gibi."

Cevdet Albay başını hafifçe sallayarak yemeğine geri dönmüştü. Cevdet Albay'ı biraz tanıdıysam Hilal yarın gece bu masada oturacaktı.

Hilal

Yeni başhekim gelmişti Mustafa Sami Bey ortadan kaybolmuştu. Ancak o taraklı başhekimi özleyeceğim aklıma bile gelmezdi. Yeni gelen adam Mustafa Sami'den dört beş yaş genç duruyordu. Yakışıklı bir çehresi vardı. Siyah gür saçlara yeşil gözlere sahipti. Dudakları kapalı olduğu zaman çekilebilir olması dışında iyi birine benziyordu. Ve yine konuşmaya başlamıştı. Susmuyordu!

"Hilal hemşire."

Yine hangi ayak işi için beni çağırıyor olabilirdi. Bugün hastanedeki bütün lüzumsuz işleri bana yaptırmaya kararlıydı anlaşılan.

"Hilal gitsene kızım adam seni çağırıyor."

"Anne yeter ama artık!" Elimdeki sargı bezini sedyenin üzerine atıp yan odaya giren başhekimi takip ettim.

"Ne vardı başhekim?"

"Sesiniz sinirli mi çıkıyor yoksa ben mi yanlış anlıyorum?"

"Sinirli değilim."

"Anlaşılan pek konuşmak isteğiniz yok."

"Sadece yorgunum. Sadede gelsek artık."

"Son üç ay içerisinde civar ilçelere yapılan bütün çocuk ilacı sevkiyatı listesini istiyorum Hilal hemşire."

"Sevkiyat işlemi ile Ayşe hemşire ilgileniyordu. Kendisine iletirseniz daha faydalı sonuçlar alırsınız."

"Ben sizin alakadar olmanızı istiyorum." Gözlerini gözlerime dikerek konuşuyordu. Burda senin üstün benim ben ne dersem onu yapacaksın deme haliydi.

Başımı sallayarak ardıma döndüm. Tam odadan çıkacakken kendime geldim. Ne yapıyordum ben böyle! Açtığım kapıyı kapatıp hiddetle sordum.

"Sizin benimle derdiniz ne?"

Sorumu beklemiyordu. "Bir derdim yok hemşire kendinize gelin."

"Bir derdiniz yok öyle mi ? Neden o halde iki gündür hastanenin bütün ayak işlerini bana yaptırıyor, üzerime vazife değilken iş buyuruyorsunuz! Üstelik hastalara ufak tefek pansuman yapmam dışında burada hemşire olarak bir işe yaramıyorum bile."

Sonlara doğru sesim sitemli çıkmıştı. Masasından kalkarak yanıma geldi.

"Sizinle açık konuşucam o vakit. Benden önce işlerin nasıl yürüdüğünü bilmem. Yaşınız oldukça ufak burada sizden başka bu yaşa yakın birileri de yok. Yapacağınız hata hastalarımın hayatına mâl olabilir."

TEĞMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin