Günler hızla akıp geçmişti Leon nişanlılık süresi boyunca Müslümanlığı araştırmış Hilal'den dinlemişti. Onu en çok etkileyen hristiyanlar Muhammed peygambere inanmazken müslümanlar İsa peygambere inanıyordu. Saygı duyuyorlardı. Dinleri bir yana bırakarak insanlığa, iyiliğe, merhamete, gönül kırmamaya ve tek bir yaratıca inanmayi tercih etti Leon. Insanlar onu ne sanıyorsa sansındı. Hilal'in ailesine müslümanlığı tercih etmiş gibi davranıyordu. Hasibe, Azize ve özellikle Ali Kemal bu konuda bir hayli ısrar etmişlerdi. Ali Kemal'in her konusu açıldığında gevrek gevrek güldüğü, Hilal'in kızarıp utanarak yanından ayrıldığı sünnet meselesi yarın çözülecekti. Teğmen Leon'un en ufak bir fikri dahi yoktu. Ertesi gün konağa gelen yaşlı bir adam, keyfi pek yerinde olan Ali Kemal, somurtan babası ve ona eğlenerek bakan Cevdet Albayı -baba demeye daha alışamamıstı- görünce başına fena bir şeyin geleceğini anladı.
Sünnetçi ve Ali Kemal konuşmaya başladığında can kulağı ile dinlemeye koyuldu.
"Bu mu sünnet olacak. Kazık kadar adam yahu."
"Sonradan müslüman oldu."
"Iyi iyi. Küçük çocukları avutmak kolayda. " Adam göbeğini hoplata hoplata gülmeye başlamıştı. "Bunun ağzına lokum versende işe yaramaz."
Eşyalarını masanın üzerine dizmeye başlayan adam ile Vasili ben bakamıycam diyerek dışarı çıkmıştı. Fazla mı oluyordu bu olanlar? Stavro oğlunun ordusu ve ülkesi adına evlilik yaptığını anlatmasa çoktan engel olurdu. Küçük hanım ve saz arkadaşı görünümlü kuvvacıların arasına sızıp Halit Ikbal ve ordusunun içinde bulunan Türklere bilgi kaçıran casusu afişe edeceklerdi. Hem de Ingilitere'den gelen heyetin gözün de bu evlilik onu çok başka yerlere taşıyacaktı. Oğlu Hilal'i pek tabi seviyordu ancak bu ülkesinin daha önde olacağı gerçeğini değiştirmezdi. Zamanla Hilal'le olan alakası kesilir hevesini aldıktan sonra boşardı. Veronica'nın uzak nüfuzlu akrabalarından birinin kızları ile izdivacını yaparlardı. Tüm bunlar için bir iki sene küçük hanıma katlanmak zorunda kalacaktı.
Aşağıda Hilal, telaşlı Veronika'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Üstelik bunun sağlık için gerekli olduğunu dile getiriyordu.
"Kesecekler oğlumu Hilalimou. Kızım illa olması şart mı? Canı çok yanacak."
"Değil ama bizimkiler bu konuda ısrarcı oluyor. Ben Leon ile konuşamadım bu konuyu."
Kız utangaçça elleri ile oynamaya başladığında yukarıdan bağırış sesleri gelmeye başlamıştı.
****
"Uzan bakalım delikanlı yatağa."Leon söylenenleri uygulayıp yattı. Başını uzatıp kendisine arkası dönük olan adamın ne yapmaya çalıştığını görmeye çabalıyordu.
"Ee teğmen heyecanlı mısınız?"
"Sen niye bu işten çok keyif aldın?"
Ali Kemal birazdan görürsün diye ağzının içinde geveledi.
"Pantalonunu ve çamaşırını sıyır?" Bıyıklı adam elinde ustura ile kendisine dönünce Leon yataktan fırladı.
"Ne yapacaksınız bana? Miteraaa! Pateraaas! Orda kal yaklaşma."
"Dur durduğun yerde Teğmen küçük çocuklar yapmıyor senin bu yaptığını. Azıcık keseceğiz sadece."
"Neyi keseceksiniz?"
"Pipini" Sünnetçi gülerek usturasını elinde sallıyordu. Küçük çocuklara böyle söyleyince oluyordu olmasına da karşısında koskoca Teğmen bu hale düşünce epey garip gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
FanfictionDizi ile Paralel çokça da bağımsızdır... Hilal ve Leonidas'ın birbirini bulma hikayesi.