bölüm 13

2.3K 88 37
                                        

Bazi arkadaşlarda tam bazı arkadaslarda yarım gözüküyor o yüzden tekrar buraya atıyorum bölümü waatpad ışte yapti yapacağını iyi okumalar
Soz verdiğim gibi bölüm geldi. Iyi okumalar satır içi yorumlara önem veriyorum. Benimle düşüncelerinizi paylaşın lütfen 💞💞💞

(Bölüm yarim gitmis tekrar paylaştım)

Leon'un dediklerinden sonra bütün gece uyuyamamıştım. O ise sızmıştı mideme küçük küçük kelebekleri bırakmış sonra da uyuyakalmıştı. Bir Yunan'a güvenebilir miydim? Söyledikleri, hareketleri bana karşı olan bakışları birinden hoşlanırsanız ancak var olabilirdi. Bu gece emin olmuştum. Hep şüphelenmiştim fakat bu gece emin olabilmiştim. Başka türlü neden birinin kokusunu taşıyan çiçekleri odasında bulundursun. Sevmese ilgi duymasa bunu yapmazdı değil mi? Bir de Mehmet'i kıskanıyordu. Durduk yere kıskançlık da yapmazdı sevmeyen insan.

'O yunan teğmeni unutma Hilal!'

Akşamdan beri susmak bilmeyen iç sesim beynimi kemiriyordu. Yunan teğmeni olabilirdi ama ona karşı daha yumuşak davranacaktım. Belkide ilk defa aklımın değil kalbimin sesini dinleyecektim. Inşallah pişman olmam. Sabah güneş doğmasına yakın oluşan tatlı mavilik ile birlikte gözlerim kapanmıştı. Kendimi bilinmezliğin içinde ama huzurlu bir uykuya bırakmıştım.

****

Başımdaki zonklama, midemdeki yanma ile birlikte yataktan bacaklarımı sallandırdım. Dün gece içkiyi fazla abartmıştım şimdi ise ceremesini çekiyordum. Baş ucumda duran çiçekleri gördüğüm vakit zihnime dolanan anılar ile kendimi zorladım. Kızların ağabeyi beni eve bırakmıştı. Üstüne Hilal'e rezil olmuştum. Ayakta bile duramıyorken onun karşına dağınık halimle çıktım. Kesik kesik gelen görüntüler üstümü değiştirişi, kahkahaları beni yatağa yatırışı. Aynaya baktığımda gülümsememin tüm yüzüme yayıldığını gördüm. Daha sonra Yorgo ile konuştuklarımız işgal etti beynimi. Ona hak veriyordum. Hilal beni etkiliyordu. Doğal olarak ondan etkileniyor ona çekiliyordum. Gençliği güzelliği ve ulaşılmaz oluşu gözümü kör etmişti. Başka bir açıklaması olamazdı. Bir Yunan tegmeni onlardan nefret eden basit bir hemşireye mi tutulacaktı yani? 'Hilal'in ne kadar kültürlü olduğunu biliyorsun.' Diyen iç sesimi bastırdım. Şimdi bunun düşünmenin sırası degildi. O baskası ile görüşüyordu Mehmet ile kac kere onları yakalamıştım. Hem Hilal de beni düşman olarak görüyorken olmayacak bir hayalin peşinden koşmama gerek yoktu. Ondan uzak duracaktım daha az görürsem daha az etkilenirdim ve saçma düşüncelerim kaybolurdu. Üniformalarımı üzerip geçirip saçlarımı taradım. Aynada son kez kendimi kontrol edip odadan ayrıldım.

"Teğmen."

"Buyrun Albay Stavros"

"Ilaç kayıtlarında eksikler var bu işle siz ilgilenmiştiniz."

"Bir kac evrak eksik olmalı Albay. Hem bizim icin iki üç şişe ilacın ne önemi var."

"O iki üç şişe ilacın kuvvacılara gitme ihimali söz konusuysa çok önemi var teğmen! Bu işle ilgilenmenizi istiyorum."

"Emredersiniz."

Kapıdan çıkmak üzereyken Albayın sözleri ile dikkatimi ona verdim.

"Albay Cevdet'in kızı hemşire olan ismi neydi?"

"Hilal Hanımdan bahsediyorsunuz."

"Evet Hilal'di ona dikkat edin Teğmen nedense bu ilaç işinde onun parmağı olduğunu düşünüyorum. Bizi sevmediği aşikar."

"Böyle bir şey yapmaz."

"Dediğimi yap asker! Aynı evdesiniz sizin için zor olmasa gerek."

Yüzüme küçümseyici bir bakış atıp yanımdan ayrıldı. Aptal adam boş yere vakit kaybettiriyordu. Bir kaç şişe ilacın peşine düsecegime Halit Ikbal denilen adamı bulmalıydım.

TEĞMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin