2. Bölüm

11K 749 254
                                    

Gözlerimi araladığımda beklediğim en son şey kapkaranlık bir yerdi. Neredeydim ben bu karanlık ve pis kokulu yerde ne işim vardı. Doğrulmak için hareket ettiğimde boynuma giren keskin acıyla kendimi yere geri bıraktım. Elimi boynuma götürdüğümde elime dolgunluk geldi. Sanki boynuma kabartma yapılmış gibiydi.

Boynumu oynatmadan sağ elimden güç alarak kalkmaya çalıştığımda tekrar yeri boyladım. Bileğimdeki acının sebebini anlamak için ellerimle bileğimi yokladım. Ama hiç bir şey yoktu.

Bileğime ve boynuma dikkat ederek yerden kalktım. Bayılmadan önce gördüğüm taşı tekrar görmek için kayanın üzerine baktım ama ne taş ne de sembol vardı, ikiside yok olmuştu.

Acaba hayal mi gördüm diye kendi kendime sorarken mağaranın çıkışına doğru ilerledim.

Mağaranın çıkışına geldiğimde içime derin bir nefes çektim. Hava tamamen kararmıştı. Ne taraftan gideceğim diye düşünürken ilerde zayıfta olsa bir ışık gördüm.

Ormanda daha fazla kalmak istemediğim için koşarak ışığa doğru ilerlemeye başladım. Sanki ben koştukça ışıkta uzaklaşıyordu. Nedense bu gün hiç birşey doğru gitmiyordu. İlerdeki bekçi kulübesini görmemle oraya doğru koşmaya başladım. Zaten ışıkta kaybolmuştu.

Bekçi kulübesine ulaştığımda bekçilerde beni görmüş olmalılar ki dışarı çıkmış bana doğru geliyorlardı. Yanlarına gittiğimde ikiside oldukça endişeli görünüyordu.

-Çocuk bu saatte ne işin var ormanda.

-Abi sormayın ya okul gezisiyle geldim bariyerlerden biraz uzaklaşınca yolumu kaybettim. Ormanda dolaşırken ayağım takıldı düştüm bir süre baygın kalmışım. Uyandığımda uzaktan sizin ışığınızı gördüm ve buraya kadar koştum.

-İyide biz ışık falan yakmadık ki.

-Abi bilmiyorum bu gün hiç normal şeyler olmuyor zaten. Zahmet olmazsa bana bi taksi çağırır mısınız?

-Tamam gel içerde bekle.

-Yok sağolun burası iyi.

Adamlar fazla üstelemeden kulübeye girerken ben dışarda beklemeye devam ettim. Bu sırada dikkatimi neredeyse hiç yorulmamış olmam çekti. Normalde iki adım atsam yorulan ben o kadar yolu koşmuştum ama ne yorulmuştum ne de nefesim sıkışmıştı.

Artık kendimden ve bu olanlardan korkmaya başlamıştım. Bunlar ya rüya yada halisünasyon olmalıydı. Bu düşünceler içerisinde boğulurken taksi'nin kornasıyla kendime geldim.

_________________

Eve geldiğimde tek istediğim yatıp uyumaktı ve öylede yaptım. Üzerimi değiştirme gereği bile duymadan kendimi yatağa atıp uyumak için en uygun pozisyonu alıp kendimi uykuya bıraktım.

""Koşarak bi yere gidiyordum, sanki arkamda kaçmam gereken biri vardı yada arkada kalması gereken, beni bulmaması gereken biri vardı bilmiyordum sadece kaçıyordum işte kaçmam gerekiyordu ve kaçıyordum. İlerde 5 tane kapı vardı. Kendimi her ne kadar ortadaki kapıya yönlendirsem de kendimi bir anda soldan ikinci kapıdan girerken buldum.

Sonra bir anda görüntü karardı. Görüntü tekrar geldiğinde gri saçlı bir adam benim az önce girdiğim kapıdan girdi. Fakat benim girerken fark etmediğim bir şey o anda dikkatimi çekti. Bütün kapıların üzerinde şekiller vardı. Benim girdiğim kapının üzerinde ise dün o mağarada gördüğüm taş vardı.

Gri saçlı çocuk benim girdiğim kapıdan girince arkasından birisi daha geldi. Bu bendim iyide ben kovalamıyordum ki kovalanıyordum.

Kafam iyice karışmışken karşımdaki ben benim gittiğim yoldan farklı bir yola girip üzerinde gri bir sembol olan kapıdan girdi. Kapıdan girmesiyle bütün kapılar toz olup savruldu. Kapıların yok olmasıyla kendimi bir boşluğa düşerken buldum"

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin