Gözlerimi zorlanarak açtığımda boynuma yine keskin bir acı girdi. Neden sürekli oluyordu bu.
"Nasılsın Aaron."
"İyiyim Kevin fakat boynum acıyor."
"Dövmende ki boşluklardan birisinde hava elementinin sembolü oluştu."
"Hangi boşluğa ayna, ayna ver bana."
"Yanındaki komidinde var ama sana vermemi bekleme."
"Ah pardon. Teşekkürler."
Yan taraftan aynayı alıp boynuma baktım. Üstten ikinci boşluğun içi hava elementinin sembolüyle dolmuştu. Elimi sembole değdiğim zaman gri bir şekilde parlayıp dövmeme uyum sağlayarak siyah rengini aldı.
"Herhangi bir elementi yeterli derecede iyi kullandığında o elementin sembolü dövme olarak oluşur."
"Cidden çok acıtıyor"
"Aklında bulunsun bir dahaki sefere sızlayan yere sağ elini koy bu bir daha acımamasını sağlayacaktır."
"Neden?"
"Bileğindeki dövme yani opal mührü, yeni gelen dövmeyi kabul ediyor."
"Dövmeler de mi kendi arasında anlaşıyor?"
"Anlaşma değilde savunma sistemi gibi."
"Biraz daha açıklayıcı olur musun?"
"Bak şimdi Hena zihninizi kontrol etmek için vücudunuzunda zor fark edeceğiniz bir yere kendi dövmesini çizer. Eğer erken fark edilmezse geri dönüşü olmaz."
"Ölürler mi?"
"Hena ya kalmış bir durum isterse öldürüp gücüne güç katar istersede ordusuna asker olarak ekler."
"Ben bu kadından cidden korkmaya başladım."
"Korkulacak bir şey yok. Hena güçlü olabilir fakat savaş stratejileri genellikle basit ve tahmin etmesi kolay olur. Endişe etmene gerek yok."
"Umarım dediğin gibidir."
Kapının tıklanmasıyla yatakta oturur pozisyona geldim. Kapı açılırken bende üzerimi düzeltiyordum. Bir yandanda umarım Violet değildir diye dua ediyordum.
Kapının kapanma sesi gelince korkarak başımı kaldırdım. Gelen kişiyi görmemle rahat bir nefes aldım. Ama bu Sam denen kızın burada ne işi vardı?
-Merhaba.
Benden cevap alamayınca devam etti.
-Bak ben üzgünüm o an ne yaptığımı bilmiyordum.
Kız sözünü bitirir bitirmez içeriye Adrian daldı. Bakın girmedi daldı.
-Geçmiş olsun. Sam'i odaya girerken görünce birşey yapmasın diye daldım öyle kusura bakmayın.
Adrian'ın sözleriyle kızaran Sam'e baktım. Bu kızlar bir tuhaftı. Sürekli kızarıyorlardı. Utanacak bir şey olsun olmasın.Bu kızların işi zordu.
-Neyse tekrar özür dilerim ben gideyim artık.
-Sam bekle sana söylemek istediğim bir şey var.
-Nedir?
-Bak biz yani en güçlü elementler olarak aramızda barışı sağlamak istiyoruz yani en azından ikimiz.
-Beni ilgilendiren konu ne?
-Hadi ama sen baya bir güçlüsün Adrian'ın su topunu nasıl bana yönlendirdiğini herkes gördü. Sende bize katıl. Hem bana öğretmek isteyeceğin şeyler olmalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPAL MÜHRÜ
FantasyBilimden doğan fantastik bir hikaye. Aaron McBrown Çoğumuz dışlanmışızdır. Yada dışlanan insanları görmüşüzdür. Fiziksel görünüş. Düşünce biçimi. Tercihler. Hareketler. Aslında dışlanmak için bir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendini küçük gören insanl...