37. Bölüm

2.3K 207 55
                                    

İnanmak istemiyordum. Gözlerimi kısıp danışmana baktım. Gerçekten üzgün görünüyordu.

-Sen..... sen saçmalıyorsun.

Elimle onu işaret ederken bir yandan da konuşuyordum.

-Delisin sen. Yine saçmalıyorsun. Beni oyuna getirmeye çalışıyorsun. Sana inanmıyorum.

Kafamı olumsuz mânâda sallayıp arkamı döndüm. Ve ne zaman aktığını bilmediğim yaşları sildim. Kesinlikle öyle bir şey olmayacaktı.

Kararlı adımlarla odama doğru yürürken Seth bir anda yanıma geldi.

-Hey Aaron hadi yemek yiyelim.

Biraz afallamış bir şekilde ona baktım. Kafamı toplamaya çalışıyordum ama pekte başarılı olduğum söylenemezdi.

-Ne?

-Of Aaron çok çalışmaktan beynini yaktın herhalde. Yemek diyorum?

-Ah yemek, tamam yiyelim.

Seth ciddi bir ifadeyle bana baktı.

-Sen iyi misin? Rengin oldukça solgun.

Paniklemiş bir sekilde hızlıca cevap verdim.

-Hayır hayır. Sadece çok fazla güç ve enerji harcadım. Biraz yemek yersem iyi olacağım.

Yemek dediğim anda gözleri parlamıştı. Bunu yapmazdım. O Seth'di. Yani sebep sunmama gerek yoktu. Onu yok edemezdim.

Seth yine tabak tabak et alırken ben de kendime bir tabak aldım. Masaya oturduğumda Seth tabaklarla masaya geldi. Ama hepsini üst üste koymuştu ve yıkılmak üzereydi.

Gülümsedim ve tabakları düşmekten kurtardım. Seth bir anda sevinç dolu bir çığlık attı.

-Ay Aaron hayatımı kurtardın. Sen olmasan benim bebeklerim yere düşecekti. Onlar benim her şeyim.

Söyledikleri beni yine düşüncelere itmişti. Benimde benim için değerli olanı koruyacak birine ihtiyacım vardı.

Yürümeyi dahi bilmeyen bir çocukken beni maraton koşusuna çıkarmışlar gibi hissediyordum.

Oflayarak masadan kalktım.

-Aaron ne oldu?

-Erken kalktığım için pek iştahım yok. Sen yemeğini bitirdiğinden emin ol.

Seth kocaman bir parça eti ağzına atarken konuştu.

-Tamam anne.

Zoraki bir şekilde gülümsedim. Ama içimde kopan fırtınalardan kimsenin haberi yoktu. Odama gitmek yerine okuldan çıktım. Öfkemi bir şekilde atmalıydım.

Okulun tamamen dışına çıktığımda bir anda ıssızlaşan ortam beni ürkütmüştü. Biraz ilerlediğimde kesilmiş ağaçlı bir bölgeye geldim. Ağaçların hepsi kesilmişti.

Ama bir gariplik vardı. Ağaçlar dibinden değil orta kısımlarından kesilmiş ve bazılarında ise bir sürü balta izi vardı.

Kesilen ağaçlar ise yerde duruyordu. Çürümeye yüz tutmuş yapraklardan uzun süre önce kesildiği anlaşılıyordu.

Ağaçlara göz gezdirdiğimde birin kesildiği yerden tekrar filiz verdiğini gördüm. O ağacın yanına geldiğimde elimi filize doğru uzattım. Küçüktü ama bu kadar büyük ağacın arasında sadece o yaşıyordu.

Gözlerimi kapattım ve o filizin büyüdüğünü hayal ettim. Elimi ileri doğru uzattığımda gözlerimi açtım. Elimden çıkan kahverengi ve yeşil ışıklar filizin etrafını sararken elimden küçük bir su küresi çıktı.

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin