İsmimi duyduğumda irkilerek etrafıma baktım. Ama kimseyi göremedim.
Ama bu ses aşırı derecede tanıdıktı. Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde akasya ağacının altına baktım.
Seth ağacın altında bağdaş kurup oturmuştu.
Canlı kanlı karşımdaydı. Gözümden bir damla yaş düştü fakat bu sefer mutluluktan.
Gülümsemem genişlerken Seth konuşmaya başladı.
-Beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum. Ayrıca patlayıncaya kadar et yeme konusunda ciddi miydin?
-Cezalısın Seth sana bir hafta et ve element eğitimi yok.
-Bu seferde okul binasını mı uçur diyorsun?
-Sen bir yeri daha havaya uçurda bak bakalım ben seni nasıl uçuruyorum.
-Sende bana öğretseydin.
-Sana yanımdan ayrılma dersten sonra demiştim.
-O kadar bekleyemedim ne yapıyım?
Bana masum masum bakmaya başladığında gözlerimi kaçırdım.
-Et yasağı hala geçerli element eğitimine ise en yakın zamanda başlıyoruz.
-Ama.....
-Tek bir kelime edersen cezan iki haftaya çıkacak.
Ses çıkarmayınca gülümseyip ayağa kalktım. Yurt binasına doğru yürürken Seth'de görünmez olup omzumdaki yerini almıştı.
Yurt binasına yaklaştığımda binadaki hasarın neredeyse kapandığını gördüm. Vay canına burası gerçekten dünyaya benzemiyordu.
Sonunda yurt binasına geldiğimde neredeyse bütün öğrencilerin burada olduğunu görmemle şaşkınlığıma bir de merak eklenmişti.
Herkes bir şey yapıyordu. Ve kimse durumundan şikayet etmiyordu.
Sanırım bütün dünyaya lazım olan da buydu. Yardımlaşmak.
Burada büyük balık yada küçük balık kavramı yoktu. Buradaki herkes insandı. Belki bütün insanlar onlar değildi ama onlar tam mânasıyla insandı.
Müdire bana doğru gelirken benim kafamda tonla soru dönüyordu.
-Aaron......
Müdire bana seslendiğinde hızla beynimi fazlasıyla meşgul eden o soruyu sordum.
-Neden buradaki herkes robot gibi hiç kimse gülmüyor ya da şakalaşmıyor.
-Buradaki herkes normal.
-Yanılıyorsunuz burada siz de olmak şartıyla hiç kimse normal değil.
-Ne demek istiyorsun?
-Siz heyecanınızı yitirmişsiniz.
-Bak neden bahsettiğini anlamıyorum ama eğer söylemek istediğin bir şey olursa odamı biliyorsun.
Müdire arkasını dönüp uzaklaşırken benim aklımda yine bir sürü düşünce dönmeye başlamıştı.
Buradaki herkes robot gibiydi ve bunun sebebini az çok biliyordum. Onların güçleri vardı burada bulunma amaçları dünyayı daha güzel bir yer yapmaktı. Fakat onlar burada tıkılı kalıyorlardı.
Buna kesinlikle bir çözüm bulmalıydım. Onları az da olsa heyecanlandıracak bir şey lazımdı bana......
××××××××××
KESİT SONU.Bİ ACAYİP OLDU BÖYLE DE.
NEYSE DİĞER BÖLÜM HEMEN GELİYOR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPAL MÜHRÜ
FantasyBilimden doğan fantastik bir hikaye. Aaron McBrown Çoğumuz dışlanmışızdır. Yada dışlanan insanları görmüşüzdür. Fiziksel görünüş. Düşünce biçimi. Tercihler. Hareketler. Aslında dışlanmak için bir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendini küçük gören insanl...