Arenada yerimi aldığımda esnemek amaçlı yerimde bir kaç kere zıpladım.
Zoe'da karşımdaki yerini alınca dövüş başladı. İlk başta ikimizde dikkatle birbirimizi süzdük.
Kız eğer diğer dövüşündeki gibi bir atak yaparsa o yumruk yüzde doksan ihtimalle bana isabet edecek ve yaralanacaktım.
Şu an tek çarem ilk saldırmak gibi görünüyordu. Zoe'ya karşı atağa geçtiğimde o da yerinde durmamış ve bana karşı saldırıya geçmişti.
Zoe'ya doğru koşarken sanki dejavu yaşıyordum. Birbirimize çok az bir mesafe kala bir anda kendimi dizlerimin üzerinde kayarken buldum. Sırtım neredeyse yerle bütünleşecekti.
Zoe'nun hamlesini atlattığımda hızla arkamı döndüm ve ayağına doğru bir tekme savurdum.
Tekmemle olduğu yerde sendelerken ikinci tekmemle yeri boyladı. Sürünerek üzerine çıktığımda altımda debeleniyordu.
Zoe'yu zapt etmeye çalışırken boğazımı sıkmasıyla afalladım.
Ellerini çekmek için her ne kadar uğraşsam da nefes almam her an güçleşiyordu.
Sinirlerim iyice tepeme çıkarken vücudum buz kesmişti. Ellerinden kurtulmak için çabalamayı bırakıp bende onun boğazını sıkmaya başladım.
Onun minik elleri benim boğazımı tam kaplamazken benim ellerim onun minik boynunu tamamen kapatıyordu.
Bir süre sonra elleri gevşerken benim nefes almam kolaylaşmıştı ama onun için aynı şeyi söylemek zordu. Yüzü morarmaya ve gözleri kaymaya başlamıştı.
Zorda olsa fısıltı halinde pes ediyorum dedi. Boğazını hemen serbest bıraktığımda öksürmeye başladı.
-İyi misin?
Öksürürken bana kısa bir bakış attı.
Hızla ayağa kalkıp kalkması için ona elimi uzattım. Elimi tutmayıp kendi kalkmaya çalışınca tekrar düştü.
Sıkıntıyla oflayıp tek hamlede kızı kucağıma aldım. O kadar küçüktü ki kedi yavrusu taşımaktan farkı yoktu.
Revire doğru ilerlerken bir anda tepinmeye başladı.
-Bırak beni!!
Sesi gayet iyi gelmişti. Revire gitmekten vaz geçip kızı duvar kenarındaki bir sandelyeye oturtup önünde tek dizimin üstüne çöktüm.
-Bak ben canını acıttığım için özür dilerim. Biliyorsun kişisel bir şey değil.
-Ne yapmaya çalışıyorsun?
-Ben sadece üzgün olduğumu söylemek istedim.
-İyi söyledin işte.
-Tamam o zaman, bu arada gayet iyisin. Fakat biraz daha çevik olmalısın.
-Cidden amacın ne beni aşağılamak falan ise az önce beni yenerek zaten yeterince aşağıladın.
-Sorması ayıp sende aşağılık kompleksi falan mı var yoksa fazla mı atarlısın?
Cevap vermeden öylece yüzüme baktı.
Bende ona soran gözlerle bakmaya devam ederken arenadan patlama sesi geldi.
İkimizde yerimizde irkilirken arenadan tekrar patlama sesi geldi.
Her yer toz duman olmuştu. Arenaya merakla baksamda hiç bir şey görünmüyordu.
O sırada yukarıdaki ekran dikkatimi çekti. Dövüşenlerden biri Adrian'dı.
Hızla arenaya doğru ilerlerken tozlarıda hafif bir rüzgarla başka yere savuruyordum. Arenanın ortasına geldiğimde yerde yatan iki bedenle olduğum yerde dondum.
Burada neler olmuştu böyle.
×××××××××××
Arkadaşlar çok uzun zamandır yeni bölüm yayınlayamıyorum farkındayım fakat sınavlar yeni bitti. Ve çokta iyi geçmedi açıkçası yani moraller yerle bir.
Bide üstüne telefon cezası aldım. Liseyi bitirdiğim halde annem hala çocuk gibi ceza vermekten sıkılmadı.
Yeni bölüm telefonuma kavuştuktan sonra yada bilgisayardan yazabilirsem o zaman gelcek.
Kendinize iyi bakın hepinizi çoook seviyorum.😘😍❤😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPAL MÜHRÜ
FantasyBilimden doğan fantastik bir hikaye. Aaron McBrown Çoğumuz dışlanmışızdır. Yada dışlanan insanları görmüşüzdür. Fiziksel görünüş. Düşünce biçimi. Tercihler. Hareketler. Aslında dışlanmak için bir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendini küçük gören insanl...