Bir gecede bir sürü güç edinmiştim. Ve şimdide beni sürekli ezikleyen insanların arasına gidiyordum. Acaba beni tanıyacaklar mıydı? Bir yandan beni tanımalarını isterken bir yandan da okula bir hayalet gibi girip çıkmak istiyordum.
Heyecanımı biraz frenlemeyi başarmıştım ki yolun diğer tarafındaki Zack'i görmemle heyecanım yine tavan yaptı. Paniklemiş bir şekilde ne yapacağımı bilemeden saçma sapan hareketler yaparken Zack beni fark etti. Yüzüme dikkatli dikkatli bakarken Kevin konuşmaya başladı.
"Zihnini okumaya çalışıyor"
"Nasıl yani zihnimi mi okuyor?"
"Hayır okuyamıyor sadece uğraşıyor"
"Neden okuyamıyor?"
"Elementlerin seni koruyor."
"Peki ben onun zihnini okuyabilir miyim?"
"Tabii ki gözlerinin içine bir kez bakman yeterli"
Kevin'ın söylediğini yapıp dikkatlice gözlerinin içine baktım. Gözlerinin içine bakmamla beynimde bir sesin daha konuşması bir oldu.
"Hadi ama neden zihnini okuyamıyorum ilk denememde olmuştu şimdi neden olmuyor?"
Duyduğum şeylerle sırıtmaya başladım.
"Hey Kevin seninle konuştuğum gibi onunlada konuşabilir miyim?"
"Tabi ki Söylediğin şeyleri onunda duyduğunu hayal et"
İşte şimdi elime düşmüştü. Zihnimde kelimeleri bir düzene sokup onun duymasını diledim ve konuşmaya başladım.
"Hey sıska velet sana her kuşun etinin yenmeyeceğini öğretmediler mi?"
"Neler oluyor Mike sen misin?"
"Hayır ben iki saatir zihnini okumaya çalıştığın kişiyim ve bu hareketin kesinlikle etik kurallarına karşı."
Zack bu sefer bana korkuyla bakıyordu. Onu biraz daha korkutmaktan zarar gelmezdi.
"Beni kızdırmadan ikile çocuk seni öldürmek istemem"
Her şeyi hayal ederek yapabiliyordum. Zack'in hareket etmemesinin üzerine havanın etrafından çekilerek boğulduğunu hayal ettim iki saniyeye kalmadan boğazını tutarak dizlerinin üzerine çöktü.
Yeterince acı çektiğine kanaat getirdikten sonra onu serbest bıraktım. Sanırım bu işi kavrıyordum.
"Bunu nasıl yaptın Aaron"
"Neden bahsediyorsun hayal ettim ve yaptım."
"Hayır Aaron sen ona zarar verdin bu kötü bir şey oysaki taşın senin üzerindeki bütün negatiflikleri alması gerekiyordu."
"Yanılıyorsun Kevin ben ona zarar vermedim ben ona bir ders verdim sürekli kendini insanlardan üstün görüyor."
"Belkide haklısın her neyse biraz hızlı ol da okula gidelim."
"Tamam gidelim"
Yoluma devam ederken Zack'e baktım ama yerinde yeller esiyordu. O dakikadan sonra yüzüme yapışan gülümsemeyle okula doğru ilerlemeye başladım.
Ama okul binasını görmemle gülümsemem yüzümde soldu. Burada yaşadığım şeyler zihnimde uzunca bir süre silinmeyecekti. Okula doğru ilerleyip kapıdan içeriye girdim. Hızla müdürün odasına ilerliyordum. Kafamdaki kapşonu biraz daha aşağıya çekip kafamı yere eğerek müdürün odasına geldim. Kapıyı tıklatıp gel sesinden sonra içeriye girdim.
Müdürün masasına ilerleyip direk söze girdim.
-Ben kaydımı aldıracaktım.
Müdür cevap vermeden arkadan birisi konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPAL MÜHRÜ
FantastikBilimden doğan fantastik bir hikaye. Aaron McBrown Çoğumuz dışlanmışızdır. Yada dışlanan insanları görmüşüzdür. Fiziksel görünüş. Düşünce biçimi. Tercihler. Hareketler. Aslında dışlanmak için bir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendini küçük gören insanl...