45. Bölüm

1.6K 157 32
                                    

Arkadaşlar bölümü tamamlayıp tekrar yükledim keyifli okumalar. Ve eğer okuduysanız işaretli yerden devam edebilirsiniz.

________

Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı. Ne olduğunu anlamak için sağa sola dönmeye çalıştım. O an hâlâ suyun içinde olduğumu fark ettim.

Gözlerim son raddesine kadar açılırken hızla suyun yüzeyine doğru hareket ettiğimi fark ettim.

Sonunda hava ile buluştuğumda derin bir nefes aldım. Ama sanki hiç nefessiz kalmamış gibiydim. Nelen oluyordu. Anlam veremiyordum.

O sırada cebimdeki Seth hareketlendi. Cebimden çıktığında ıslak ve sinirliydi.

-Aaron iki dakika uyuyacaktım. Bunu anlamanin neresi zor. Manyak mısın ne işin var suda.

Kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyorum. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Tam o esnada yanımdaki kuru dal parçası bir anda alev aldı. Yerden yükselirken bunun kendi iradem dışında olması beni korkutuyordu.

Elementlerim beni dinlemiyordu. Yerden 2 metreye yakın yükseldiğimde etrafımda dört tane ışık olustu. Beyaz, mavi, kırmızı ve kahverengi. Isiklar bölünüp bir birleriyle karışmaya başladılar. Başkaları için mükemmel bir gosteri olabilirdi ama renkler birbirine girdikçe vücudumdan olaganüstü bir acı yükseliyordu.

Acı her geçen saniye çoğalırken çığlık atmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Acı tüm bedenimi tamamen ele geçirdiğinde acinin yaninda gittikce cogalan bir karincalanma hissi ile bilincimi tekrardan kaybettim.

Gözlerim kapanırken hızla yere düştüğümü hissedebiliyordum.
____________

Gözlerimi açtığımda sırt üstü yerde yatıyordum. Yerden doğrulurken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. O sırada elimin topraga değmesi ile bazi şeyler olmaya başladı.

Beyaz bir toz bulutu insan şeklini alırken kaşlarım iyice çatılmıştı.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken tozdan insan bir anda yukarı yükselmeye başladı ve Kevin'ın sesi kulaklarımda çınladı. "Toprak sana geçmişten haber verir."

Kendi yaşadıklarımı görüyordum. Şaşkınlıkla gözlerim son raddesine kadar açılırken o an gördüklerimi idrak edememiştim ve yere düşen tozdan adam bir anda yok olmuştu.

Olduğum yerde oturur pozisyona geldiğimde etrafımı taradım. Seth donmuş bir şekilde bana bakıyordu.

-Seth iyi misin?

Seth'in bakışları yüzüme döndüğünde yüzündeki şaşkınlık ifadesi ile gözlerime baktı.

-Aaron sen......sen...

-Ben ne?

-Aaron çok garipti. Sen yukarı hareket çıktın sonra bir anda düşmeye başladın ama düşmedin. Tekrar yükseldin. Ama yükselirken bedenin parlıyordu. Sonra boynundan ve kalbinden müthiş bir ışık yayıldı etrafa.

Seth bir anda susunca kaşlarımı çattım.

-Sonra ne oldu?

-Gerisi klasik sen ne olcak yapıştın yere.

Başımı iki yana sallayıp gözlerimin arasındaki burun kemiğime basaj yaptım. Bu durumda bile dalga geçiyordu.

-Aaron bu arada boynundaki dövme biraz değişti.

-Nasıl değişti?

-Anlatamam ki kendin gör.

Gözlerimi kapattım ve kendimi okulda hayal ettim. Gözlerimi açtığımda yurt binasının önündeydim.

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin