15. Bölüm

5.2K 439 90
                                    

-Ben.....ben itiraz etmek istiyorum.

-Herhangi bir gerekçen var mı?

-Ben o sırada kendimde değildim. Durmam gerektiğini biliyordum ama sanki kontrol bende değildi.

-Bu tür şeyler yenilerin başına genellikle gelir. Kendini kontrol etmeyi öğrenmelisin Aaron eğer bu bir daha tekrarlanırsa senin için hiç te iyi şeyler olmaz.

-Yani itirazımı kabul ettiniz mi?

-Sadece bir kereliğine evet.

-Teşekkür ederim efendim inanın pişman olmayacaksınız.

-Pişman olmasam iyi olur.

Müdüre baş selamı verip odayı terk ettim. Nedensiz yere kalbim hızla atarken gülümseyerek yürümeye devam ettim. Şimdi huzurlu bir uyku çekebilirdim.

Okul binasından çıkıp yurt binasına doğru ilerlerken karanlığın içinde birinin beni izlediği hissine kapıldım.

Hızlıca etrafı kolaçan ederken gözümün önünden hızla bir karaltı geçti. Her ne kadar karaltıyı takip etmeye çalışsam da başarılı olamadım. Kaybolup giden karaltının gittiği yöne doğru hızla koşarken bir süre sonra okul kapısının demir parmaklıklarına çarparak durdum.

Silkelenip kendime gelirken hangi ara geldiğimi anlamadığım okulun kapısına baktım. Bir şeye odaklandığımda etrafımdaki hiçbir şeye dikkat etmiyordum. Bu huyumdan kurtulmalıydım. İleride başıma bela olabilirdi.

Kafamın acıyan yerini tutarak geldiğim yolu geri giderken gördüğüm şeyin ne olabileceğini düşünüyordum.

Yurdun kapısına geldiğimde kafamı kaldırıp bütün yurdu inceledim. Çoğu kişinin lambası hâlâ yanıyordu. O sırada gözüm kendi odamın camına takıldı. İçeriden hafif bi ışık sızıyordu.

Kalbim bir anda hızlanmıştı. Korkudan mı heyecandan mı onu pek ayırt edemesemde şu anda yapmak istediğim tek şey odama en hızlı şekilde ulaşmaktı.

Koşarak yurt binasına girdiğimde şansıma asansörlerin çoğu zemin kattaydı.

En yakın asansöre girip kartımı okuttuğumda ellerim titriyor ve istemsiz şekilde ayağımla ritim tutuyordum.

Normalde yarım dakika bile sürmeyen yolculuk bana yarım asır gibi gelmişti.

Asansör sonunda durduğunda zaman kaybetmeden indim. Odamın kapısına geldiğimde önce duraklasam da içeride tehlikeli bir şey olabileceği ve Violet'in savunmasız olduğu aklıma gelince adeta odaya daldım.

Etrafımı hızla tararken ışığın kaynağını gördüğümde neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

Violet yattığı yataktan yaklaşık bir metre yükselmiş ve saçları ay ışığında bir yıldız gibi parlıyordu.

Pencereden gelen ay ışığı yavaş yavaş azalırken Violet'te yavaş bir şekilde yatağa iniş yaptı. Saçları ise artık parlamıyordu.

Az önce ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmasa da içimde herhangi bir korku yoktu.

Fakat yinede Kevin'a sormakta fayda vardı.

"Kevin mikrofon sende"

"Bu normal bir şey tabi sen bilmiyorsun fakat bunun aynısı sanada oldu."

"Nasıl?"

"İşte vücudun bu hali alırken sende böyle parladın ama tabi seninki tek renk değidi bütün renkler etrafında dans ediyordu."

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin