14. Bölüm

5.7K 448 65
                                    

Bir hafta çok hızlı geçmişti. Jones'la konuştuktan sonra Caroline'ın ağzını biraz aramıştım fakat hiç bir şey öğrenememiştim.

Violet hala uyanmamıştı. Onun için çok endişeleniyordum. Fakat Kevin bu durumun normal olduğunu vücuduna çok fazla zehir girdiğini söylüyordu.

Arenadaki eleme dövüşleri bitmiş çeyrek finale kalanlar belli olmuştu. 64 kişi kalmıştı çeyrek finale. Ve benim kaybetmem gerekiyordu. Eğer karşıma gerçekten güçlü biri çıkarsa geri çekilecektim.

Bir anda birinin adımı seslenmesiyle irkildim.

-Aaron neredesin sen? Her yerde seni arıyorum.

-Buradayım işte ne oldu?

-Hadi bu gün çeyrek finaller başlıyor. Elenmek mi istiyorsun?

-Fark etmez.

-Nasıl yani?

-Kazanmak gibi bir amacım yok Adrian.

-Saçmalama.

-Adrian eğer kazanırsam dikkatleri üzerime çekerim. Hena benden şüphelenir.

-Tamam da sen dikkatleri üzerine zaten yeterince çektin.

-İşte daha fazlasına gerek yok.

-Haklı olabilirsin ama bence kazanmalısın.

-Hayatım zaten boka batmış durumda daha fazla batmasını istemiyorum.

-Gelmiyor musun yani?

-Geliyorum katılmasam bile izlerim.

-Tamam çabuk ol o zaman.

Birlikte hızlıca arenaya giriş yaptık. Soyunma odasına giderken Adrian kendi tarafına geçti.

Dolabımı açıp bir tane havlu aldım. Dolabı tam kapatacakken dolabın kapağındaki çizelgeye bir göz attım. Bu gün herkes dövüşecek. Elenmeyenler kendi aralarında tekrar bir eleme yapacak. Ve sona kalan 16 kişi yarı finale çıkacaktı.

Dolabımı kapatıp soyunma odasından çıktım. Adrian'da bana katılınca beraberce arenada bize ayrılan yerlere geçtik.

Arenanın içerisinde iki kişi vardı ve birbirlerine öldüresiye vuruyorlardı. Kim oldukları yüzlerindeki kandan pekte belli olmuyordu.

Bu gün fiziksel gücümüzü gösterecektik. Bu konuda her ne kadar iyi olsamda demirden değildim yumruk yediğim zaman gerçekten canım yanıyordu. Belli etmesemde nefesimin kesildiği bile oluyordu. Birbirini yumruklayan çocuklara baktığımda biraz olsun ürpermiştim.

Yaklaşık beş dakikadan sonra birisi diğerine öyle bir yumruk geçirdi ki o yumruğu normal bir insan yeseydi şu an ölmüş olurdu.

Yumruğu yiyen çocuk çuval gibi yere yıkılırken diğeri ellerini kaldırmış zaferini kutluyordu. Dövüşün bitiş düdüğü çalmıştı.

Ekranda kazanan kişinin ismi yanınca pekte şaşırmadım. Martin kendine yakışanı layıkıyla yapmıştı.

Sıradaki dövüş için isimler belirince kendi ismimi okumamla hızla yerimden doğruldum.

Arenaya çıktığımda karşıma Ateş gurubundan bir çocuk denk gelmişti. Bana sanki can düşmanıymışım gibi bakarken ben yüzümü ifadesiz tuttum.

Dövüşün başladığını bildiren düdük çaldığında çocuk direk üzerime atladı yana çekilerek hamlesinden kurtulurken sırtıma yediğim dirsek darbesiyle ciğerlerim yerinden oynadı.

Benim yine kayışlar kopmuştu. Hızla arkamı döndüm. Üzerime doğru geliyordu. Bana doğru savurduğu yumruktan eğilerek kurtuldum. Çevik bir hareketle arkasına geçip ensesinden tutup yere fırlattım.

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin