Özel Bölüm

1.8K 100 23
                                    

Bu olayları 2. Kitapta da yüzeyden anlatacağım. Ama olayların daha iyi anlaşılabilmesi için bu bölümü yazma gereği duydum.

Sınavdan önce yayınlayayım dedim. 2. Kitaba bölümler sınavdan sonra o travmayı atlatabilirsem yeni bölümler düzenli bir şekilde gelecek.
----------------

Müdür Chris umutsuzca Aaron kurtarmak için giden grubun geri dönmesini diliyordu. Aaron'ın arkasından gitmişti fakat Kevin'ın ihaneti ile o bile afallamış sadece ağaçların arkasından olanları izleyebilmişti.

Olayları komutanlara anlattığında ise büyük bir kısım Aaron'ı kurtarma taraftarı olmuştu. Fakat bunun tehlikeli olduğunun da herkes farkındaydı. Ve müdür Chris ne kadar korksa da istemedikleri şey başlarına gelmişti. Aaron'ı kurtarması gereken grup yakalanmıştı.

Hena'yı kısa bir süre de olsa küçümsemiş ve bunun bedelini de ödemişlerdi.

Aradan geçen uzunca bir zamandan sonra adam daha fazla dayanamamış ve kendini kontrol edemeden kendini Aaron'ın bulunduğu binaya doğru yürürken bulmuştu. Etrafındakiler onu durdurmaya çalışsalar da öfkesi gözlerini tamamen kör etmişti.

Ama binaya yaklaştığında beklenmedik bir şey oldu. Bir anda bütün camlar patladı ve etrafa beyaz bir ışık yayıldı. Bu ışıkla etraftaki toz bulutu dağılırken içeride bir şeylerin olduğu aşikardı. Müdür Chris vücuduna saplanan camları umursamadan içeri daldı. Ve arkasından bir grup öğrenci de onu takip etti.

Hızlı adımlarla ilerlerken neredeyse koridorun hiç ayrılmadan devam ediyor olması zaman kazanmasına yardımcı oluyordu. Sonunda diğerlerinin tutulduğu yeri buldular. Beyaz duvarlarla yerdeki kanlar tezatlık oluşturuyordu. Camlar patladığında öğrenciler zarar görmüştü. Ama kritik durumda kimse yoktu.

Müdür Chris ile gelen öğrenciler yanlarına birkaç kişi alıp dışarıya çıkartıyorlar. Müdür Chris ise hücreleri hızla tarıyordu. Birini arıyordu ama kimi aradığının kendi de farkında değildi.

Hücrenin birine girdiğinde öylece dondu. Caroline hücrenin en dip köşesine çekilmiş ellerini kulaklarına kapatmış ileri geri sallanarak ağlıyordu.

Müdür Chris hızlı bir hareket ile Caroline'ı kollarının arasına çekti. Caroline ise sanki buna muhtaçmışçasına adamın kollarına sıkı sıkı tutunurken sürekli sayıklıyordu.

-Öldü. O gitti.

Aynı kelimeleri defalarca kez söylüyordu. Müdür Chris ise daha fazla dayanamadı ve gözyaşlarını serbest bıraktı. Yıllar sonra sanki aynı olayı tekrardan yaşıyordu. Caroline'ın babası öldüğünde de annesi kollarında böyle ağlıyordu. O zaman sevdiği kadın kollarında bir başkası için ağlıyordu. Şimdi ise kendi kızı gibi gördüğü Cadoline.

Caroline acı ile çığlık attığında Müdür Chris yavaşça ayağa kalktı. Sanki bir enkazın içinden kalkmış gibi omuzları düşük ve isteksiz adımlarla çıkışa yürüdü.

Dışarıda onu su grubundan birine teslim ettikten sonra silkinip kendine geldi. Hızlı adımlarla tekrardan içeriye daldı. Dışarının aksine iceride çok fazla toz vardı. Sanki bütün savaş burada olmuş gibi. Hızlı adımlarla ilerlerken birinin onun ismini seslendiğini adımları o yöne çevirirken kimseye bir şey olmamış olsun diye geçiriyordu içinden.

Sesin sahibine ulaştığında yerde yatan Aaron'ı gördü. Ölü gibiydi. Hızlıca baş ucuna çökerken heyecandan kalp atışı iki katına çıkmıştı. Nabzının attığını hissettiğinde ise derinden bir oh çekti.

Boynunda ve kollarında görünen morluklar bir hayli kötü durumdaydı. Gözlerinden, burnundan, kulaklarında ve ağzından gelen kan ise cabasıydı.

OPAL MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin