Hayatım boyunca çok fazla kayıp yaşamıştım. Değer verdiğim ve sevdiğim insanlar teker teker beni terk etmişti. Şimdi onlara bir yenisi ekleniyordi.
İçimin daralması artarken derin bir nefes aldım. Israr etmeyecektim faydası olmayacağını biliyordum. Bahçenin içlerine doğru yürüdüm. Tam şu anda bu dünyadan yok olmak isterdim.
Bahçede bir süre yürüdüm ve kulağıma gelen hafif bir inleme sesiyle olduğum yerde kaldım.
Sesin nerden geldiğini anlamak zordu. Tekrar bir inilti geldiğinde yerini tespit etmiştim. Ses o kadar az geliyor du ki duymak çok zordu.
Sesin geldiği çalılıklara geldiğimde tekrar dinledim ama ses gelmiyordu ve görünürde kimse yoktu. O sırada ayağımın altındaki toprakta bir gariptik hissettim. Yürüdükçe dökülen toprağın sesini duyabiliyordum.
İki adım geriledim ve gözlerimi kapattım. Etrafımdaki ağaçları ve rüzgarı hissetmeye çalıştım. Karanlıkta şekiller oluşmaya başlamıştı. Ağaçlar ve kuşlar. Çimenler, çiçekler ve toprak.
Az önce yürüdüğüm yere odaklandım. Toprak saydamlaştı ve içerideki boşluğu ve bedeni gördüm.
Gözlerimi panikle açtım. İçerde birisi vardı. Tam olarak yüzünü göremesem de bir kadın olduğu belliydi.
Tekrar gözlerimi kapattım ve toprağın yarıldığını ve çukurun ortaya çıktığını hayal ettim. Burnuma gelen tozlarla gözlerimi açtım.
Hava ile tozları kendimden uzaklaştırıp çukura yaklaştım. İçerideki bedeni az da olsa görebiliyordum. Ama üzerinde toprak vardı ve çukurdaki toz bulutu görüşümü kısıtlıyordu.
Çukurun içine atladım ve toz bulutunu uzaklaştırdım. Su elementini kullanarak kadını temizledim. Ama çürümeye başlamış bedeninden yayılan koku cidden iğrençti.
-Hey beni duyuyor musun?
Kadın gözlerini açtı ve titrek bir nefes aldı. Cevap vermek için ağzını açsa da bunu yapamadı ve sadece kafasını sallamakla yetindi. Ama bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
-Sss....sss...ssu.
Su, tabi ya aptalın tekiydim. Elimde küçük bir küre oluşturup kadının dudaklarına götürdüm. Kadın suyu içtiğinde yüzüne renk gelmişti. Fakat yüzü çok tanıdık geliyordu. Çürümeden dolayı yüzünde deformasyon olmuştu.
-Kimsin sen?
Kadın derin bir nefes aldı.
-Ben Gloria.
-Gloria??? Müdire Gloria?
-Evet.
Kadının yüzüne şokla bakıyordum. Bu beklediğim bir şey değildi.
-Ama nasıl olur az önce gördüm sizi.
Kadın yerinde doğrulmak istediğinde hemen yardım ettim. Koku gitgide daha kötü bir hâl alıyordu. Havayı kullanarak kokunun bana ulaşmaması için ters bir esinti oluşturdum.
-Sürekli soru soruyorum önce sizi burdan çıkarmalıyım.
Kadını kaldırmak için hamle yaptığımda bir şeye takıldı ve kalkamadı. Ne olduğuna baktığımda gördüğüm ateşten zincir ve kilitler beni şaşırtmıştı.
-Bu da ne?
-Gücümü kullanmamam için yaptı.
-Kim?
-Hena!
Hena mı? Kendi kendime sorduğum soru beynimde süzülüyordu. Bu ne demek oluyordu.
-Siz ne kadar zamandır buradasınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPAL MÜHRÜ
FantasíaBilimden doğan fantastik bir hikaye. Aaron McBrown Çoğumuz dışlanmışızdır. Yada dışlanan insanları görmüşüzdür. Fiziksel görünüş. Düşünce biçimi. Tercihler. Hareketler. Aslında dışlanmak için bir nedene ihtiyacınız yoktur. Kendini küçük gören insanl...