Sınavlarım biter bitmez buraya damladım, evet :D Sizlerden ricam yorumlarınızı ve oylarınızı esirgememeniz olacak. Bunu buraya yazmaktan nefret ediyorum ancak inanın bana yorumlarınız beni en çok motive eden şeylerden biri. Seviliyorsunuz, kendinize iyi bakın. Bu arada bence Mürekkep Dünya'ya da bir bakın. ^^
"O adama güvenme ve karmaşadan uzak dur. Kendine dikkat etmelisin."
Evet bana sarılmıştı ve geri de çekilmemişti. Sözcükleri kulağıma ulaşırken ben öylece kalakalmıştım.
Nedenini sormayacaktım. O çocuğun tehlikeli olduğunu zaten biliyordum. Benim sinirlerimi bozan şey gittikçe karmaşık bir hale bürünen saçma sapan bir işin içinde olmamdı. Kolları belime saran kahverengi takımlı adama da güvenmiyordum, güvenemiyordum. Kollarındayken yaşadıklarım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Hatırladığım her an ona güvenmemem için yalvarıyordu. Ama kendisi yüzünden bulaştığım belalardan beni kurtarmış olması da ona güvenmem için aklımda tilkilerin dolaşmasına neden oluyordu. Ah, dünyanın çıkışı ne taraftaydı?
"Karmaşadan uzak durmak mı? Genlerim buna izin vermez."
Sözcüklerimle kendine gelen Keven hızlıca geri çekildi. Mahcup bir ifade vardı yüzünde. Her zaman gördüğüm kibirli halinden daha çok sevmiştim bu ifadeyi. Samimiydi, bakışları soğuk değildi. Bu hali onda göremediğim şeyler olduğunu hissettiriyordu. Göremediğimi zaten biliyordum ama bunu böylesine derin hissetmek garip geliyordu.
"Gece bara gelen şarap çalınmış. Onu bulmamız gerekiyor. Burada sana düşen görevse Sivri Dilli Sivri Diş, bana yardım etmek. Yıllanmış olduğunu söyledin, kokusunu keşfedip bulabilir misin?"
Sivri Dilli Sivri Diş? Cümleler beynimde dağılırken Keven'ın suratındaki mahcubiyetin yerini yeniden kibre bırakmasına bakakalmıştım. Aslında tam olarak baktığım da söylenemezdi. Bir anda gözleri eski halini almıştı. Derin bir nefes alıp yorgunluğumu bastırmaya çalıştım.
"O tadı unutmam imkansız ama kokusundan bulabilir miyim emin değilim açıkçası."
"Emin olmak ve o kanı bulmak zorundasın."
"Zorundayım?"
"Evet. Bana yardım edeceğine dair anlaşmamız var, hatırlatırım."
Hah! Hatırlatmasına gerek vardı ya zaten! Yüzüne baktığım her an anlaşma aklıma geliyordu zaten. Yani ben gelmesi için çabalıyordum. Kazancım önemliydi neticede. Sydney yeni bir krize girmeden ona kan götürmeliydim. Eh, hazır kan bankam yanımdayken başka bir kaynağa yönelmem mantıklı olmazdı.
"Mesai bitiminde bara gideceğiz. Hazırlıklı ol istersen. Ayrıca hastalardan duyacağın herhangi bir şey bizim için önemli bir ipucu olabilir. Dikkatli ol, kendin için."
" Bu sivri dişler varken kimse bana bir şey yapamaz merak etme."
Yüzümde umursamaz bir gülümseme ile cevap verdim. İçimi kemiren merak duygusunu görmezden gelmeye çalışıyordum. Daha önemli işlerim vardı neticede. Mesela Michael içeride beni bekliyordu. En önemli bilgi kaynağım olmakla şereflendirilmişti kendileri. Louis ve Hailey'i postalayıp onunla konuşmam gerekiyordu.
"İşimin başına gitmeliyim o halde. Kendine dikkat etmesi gereken yalnızca ben değilim bence. Kendini kolla insan. Senin, benim kadar sivri dişlerin yok ne de olsa."
Keven'ın kahkahası kimsenin olmadığı beyaz koridorda yankılanırken girdiğimiz kapıya çıkmak için yönelmiştim bile.
Acil kısmına giriş yaptığımda ilk dikkatimi çeken Bayan Çürük Et Kokusu ile koyu bir muhabbete tutuşmuş olan Louis'di. Onu buradan uzaklaştırmam gerekiyordu. Sevimsiz yaratığın yüzünde tırnaklarımla çizikler oluşturma isteğimi başka türlü bastırmamın imkanı yoktu yoksa. Bir de hastanedeki bütün iğneleri tüm hücrelerine saplayabilirdim. Ya da başka şeyler. Şu anlık aklıma gelenler bunlardı ki düşüncesi bile beni rahatlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK TOPUK ANLAŞMASI
FantasyVampir #7 / 25.12.2017 Prens, ayakkabıyı kızın ayağına geçirdiğinde aradığı kızı bulduğu için sevinmişti. Ancak bu sevinç ne yazık ki uzun sürmedi. Ayakkabının topuğu kırılmıştı! Prens dişlerini sıkıp mırıldandı. "Bu kız uğursuz!" * Ben uğursuz deği...