Mültideki müzik: Zeynep Alasya- Derdim Var.
Defne Ömer'in elinden tutarak onu zorla dışarıya götürdü.
"Artık hastanenin dışındayız, konuşmanın vakti geldi."
Yüzbaşı Defne'ye bakmaktan ne dediğini bile duymamıştı, sadece sırıtıyordu.
"HEYY KİME SÖYLÜYORUM!"
Ömer hala sırıtmaya devam ediyordu.
"Yok olmayacak böyle ben gidiyorum" dedi Defne ve tam gidicekken Ömer kolundan tuttup 'gitme' diye yalvardı.
"Konuşma sırası bugün bende Yüzbaşı. Yiğitten boşanıyorum"
Ömerin gözlerinde güller açmaya başlamıştı, Defneyi kollarına alıp döndürdü.
"Biticek mi yani bu işkence şimdi sen boşanıyorsun eminiz yani? Gerçekten boşanıyorsun o heriften! Doğru duydum değil mi? Şaka felanda yapmıyorsun, değil mi Defne! Allahım! Allahım!!!" diyip havaya baktı Yüzbaşı.
"Boşansam ne farkeder sen bana aşık mısın?"
"Düşünmem lazım....ne düşünücem ben cevabı biliyorum zaten...Defne ben seni...." Ömerin ağzından bir türlü çıkmıyordu 'seviyorum' kelimesi, ne demişler Vicdensiz Komutan!
O sırada Yiğit sokakta yürüyordu en doğrusu sürünüyordu, yürümekle kalmayıp dağılıyordu, dağılmakla kalmayın ağlıyordu, göz yaşları birer birer yanaklarını boyluyordu. Aşık mı ne! Saatlerdir boş boş yürüyordu. Yanındaki sokak lambasına tutunup acı çekmeye devam etti. Gözünden çıkan her damla göz yaşı yanağının sonunda kayboldu, hatta gözünden akan yaşlar kim daha çabuk kaybolucak yarışı yapıyordu. Sövmekle bittiremediğiniz 'Yağat' olduğu yerde çekiyordu, acıları...ama bunlar Ömerin çektiği gibi Defnesizlikten değildi. Ömerin çektiği Defnesizlik deliler gibi sevmenin sonuçuydu, Yiğittin ise yarın o gün unutucağı aşktı, belkide kalbinde kapanmayan izler bırakıcak bir aşk. Neyse biz konuya dönelim, Defne ve Ömer hastaneye yakın bir yerde banka oturmuş birbirine bakıyordu. Zaten bu dünyanın bir dengesizliği hepimizin aynı anda sonsuza kadar mutlu olamaması. Her defasında arkada bırakılan ya kendisini yiyip bittirir, yada delirir, aklın varsa delir.
"Defne saçlarını açık bırakır mısın?"
"Hay hay efendim başka bir emriniz var mıydı?"
"Hep gülümse."
Yüzbaşı Defne'nin hissedemeyeceği şekilde elini arkasına doğru uzattıp saçlarını açtı. Ve tokayı eline aldı.
"Bak böyle daha iyi oldu."
"YAA ÖMERRR!!!!!"
"Evet Ömer benim ne vardı?"
"EŞEK! Senden daha çekeceğim...var dur bekle!" diyip tokasını Yüzbaşının parmağına doladı.
"Bu tarih altın harflerle tarihe yazılsın, ne tuhaf bir cümle oldu neyse yarın ilk iş doğum tarihimi değiştirip 5 mayıs yapmak" dedi Ömer.
"Neden sen bugün mü doğdun?"
"Hayır, bugün yeniden doğdum." diye cevap verdi asker.
O gemi bir gün gelecek demediysem dememe
gerek yok, çünkü O' gemi şuan tam burda!
"İyi misin Ömer?"
"İyiyim sen nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Nöbet 1- TAMAMLANDI
FanfictionBir ölür, bin diriliriz, yinede bu vatanı korumaktan vazgeçmeyiz! diye başlamıştı herşey, ta ki Özel Takım'ı o görev darmadağın edene kadar. Evet, burdaki askerler Özel Takım'da görevlerini sürdürüyorlardı, canını Vatan'a verebilecek 8 genç asker ve...