Babalar günü...

610 49 205
                                    

"Nerde kaldı bu ambulans!!!!" Ömer dayanamayıp Defneyi kucağına alıp yürümeye başladı. Hastaneye doğru; "Defne dayan, dayan sevgilim dayan", Defnenin yarasından akan kan Ömer'in eline bulaşıyordu. Yüzbaşı herşeyin içinde sadece kucağında ki sevdiğine odaklanamıştı. Ne bir taksi nede hiç bir şey geçiyordu. Umutsuzluğa kapılmadan yürümeğe devam ediyordu, hastaneye doğru, ayaklarında fer kalmamasına rağmen yürüyordu.

"Defne konuş benimle kapatma gözlerini sakın, bak sevgilim az kaldı yetiştireceğim seni! Az kaldı ne olur dayan"

"Ö...Ö..Ömer artı...artık çok geç, ben ölüy..ölüyorum sev..sevgilim" dediği an Defne'nin gözleri kararmaya başladı, yavaş yavaş kapandı gözleri, Ömer daha Defne'nin gözlerini kapattığının farkında bile değildi; "Kızılım kapatma gözlerini ne olur bak az kaldı... Defne...Defne hayır! HAYIR! HAYIR!!!" Ömer birden dengesini kaybedip diz üstü yere çöktü. Defnenin yarasını dahada güçlü bastırdı.

"Öyle kollarımda ölmene izin vermem Defne! Az kaldı dayan."

Yanlarından geçen bir araba ona yardım edip hastaneye götürdü. Hızlıca geldikleri gibi doktor gelip Defneyi sedye'nin üzerine aldı.

"Doktor ben seni bir yerden tanıyorum. Ama çıkartamadım."

"Ayşegül ben. Emir'in kız kardeşi. Defneye ne oldu?"

"Bıçaklandı. Ayşegül ne olur Defneyi kurtar, ne oluur!!"

"Tamam, tamam kurtarıcağım Defneyi, ama şimdi işimi yapmam için izin ver, çekil."

Defneyi içeriye aldıkları gibi, Ömer kapının önüne çöktü, ve hiç bir şey duymak istemezcesine kollarını kafasının üzerine dayadı, ve gözlerini kapattı; "Bir kez daha sevdiğini kaybetmeyeceksin Ömer, yaşayacak o, yaşayacak, Defne yaşayacak. Defne güçlü bir kız, yaralanmakla bir şey olmaz ona" diye kendisini teselli etmeye çalışıyordu Ömer, omzunda bir el hissedene kadar.

"İsmail Abi'm!"

"Ömer senin bu halin ne!? Evladım ne oldu sana?"

"İsmail Abi...Defne. Defne hayatıyla çebeleşiyor, benim yüzümden. Kalbim acıyor. Çok fena dayanamıyorum ben İsmail Abi'm bir şey yap dayanamıyorum" diyip İsmail abiye sarıldı Ömer.

"Şşş daha geçen gün gördüm sizi, mutluydunuz korkutma beni Defneye ne oldu?"

"Benim yüzümden... benim yüzümden bıçaklandı"

"Sakin ol Ömer."

"Hayatı bana sorucaksan tanımam derim.
Nedeni ise çok basit,
Ben yaşamadım.
Her gün öldüm,
Ama bir türlü yaşayamadım.
Çünkü kimi sevdiysem,
Beni bırakkıp gitti.
Ve Yanlızlığımla başbaşa kaldım;
Yalnızlık başa bela!
Defne ben seni herşeyden çok seviyorum.
Ne olur bırakma beni, sende gitme sevdiğim." diye geçirdi aklından Ömer.

"Ömer sen niye böyle güçsüzleştin? Hani nerde Vicdansızlar Kralı Komutan Ömer? İlla dövdürtücen kendini sen haa!"

"İsmail Abi... Defne... Defne orda... Benim orda olmam lazım ken, o orda! Haksızlık bu! Bir dakika sen niye burdaydın?"

"Hastayım ben, boşver şunu. Defne sağ salim orda çıkmazsa bana İbrahim abi dersin artık!"

"İbrahim abi?"

"De yuh la! O Defne buraya gelecek!"

Kızıl Nöbet 1- TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin