MUTLULUK VARSA ALIRIZ BİR DAL

481 35 81
                                    

Başlığa aşığım ejekdldldl neyse iyi okumalar

(Not: Ne kadar az yorum o kadar geç
bölüm)

Bir kaç gün sonra, 2 hatta 3.

O bakışı varya, can yakıcı bakışı, acı dolu gözlerle ters ters bakışı...

Tam şuan Yüzbaşı öyle bakıyordu Defnesinin gözlerine... zira açılmasından haz etmediyi bir konu açılmıştı; babası.

"O kadar benim babama kızdın peki seninki Yüzbaşı, seninki nerde?"

"Bilmiyorum."

"Görüyorum Yüzbaşı."

"Neyi?"

"Herşeyin. Acını. Sevgini.... her detayını."

"Sen hayatımdaki en eşsiz insansın Defne."

"Ama bir tarafındaki acı, özlem... bu günlerde çok belli."

"Bu sefer kalbim değil, bu sefer, belkide ilk defa kalbim değil Defne, ama acıyor. Ben çok kötüyüm."

"Anlat bana, anlat...hani hayatlarımızın her anını paylaşıcaktık, anlatsana?"

"Hayatım tehlikede gibi."

"Nasıl?" diye sordu Defne. Ömer son bir kaç gündür tuhaf davranıyordu, çok tuhaftı. Tam o günden sonra. Ömer kendini kaybetmiş gibi hep bir yerlere dalıp bir şeyler düşünüyordu, ve bütün bunlar sevdiğinin gözünden kaçamamıştı, o gün tam olarak...

Flashback (Dün sabah)

"PAMİR KALK PAMİR KALK! PAMİR KALK OĞLUM PAMİR KALKKKKSANAAAA!!!!!!" diyerek Pamiri salıyordu Poyraz.

"EUZÜ BİLLAHİ MİNEŞŞEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRAHMANİRAHİM! Çatışma mı çıktı aq neye bağırıyon."

"Seninkini kaçırmışlar." dedi Poyraz, o an Pamir ayağa fırlayıp anında üzerini gidip değiştirdi.

"Benimki???"

"Ecemi Eceeeemiii!"

"Valla mı lan? Gel gidek kurtaralım!"

"Yürü harekat merkesine gidiyoruz!" Pamir ve Poyraz üniformalarını giydikten sonra harekat merkesine gittiler, Albay onlara bir video gösteriyordu, o video da Ecem baygın bir şekildeydi, etrafında bir kaç adam, kollunu havaya dikmişti vurucakcasına, başka bir adam ise tüfeğin ucunu dayamıştı ona.

'Biye Seyfi'yi geri veren siye kızı geri veram! Yoksa kız ölür...ona göre, tam 2 saattiniz var, 2 saat sonra kız ölür!' ardından başka bir adamın sesi geldi, Ömer birden duraksayıp geçmişe daldı, dolabının içindeki aile fotoğrafını düşündü, o ses öyle tanıdık geliyordu ki, sanki Dünya üzerine geldiği ilk an duymuştu o sesi, öyle özel ama derin bir yeri vardı.

"Baba? Babamın sesiydi, yanlış duymadım. Kulaklarım o sesi asla unutmaz...o ses benim babamın sesi! Yaşıyor olabilir mi?" diye sordu kendine ve hemen sonra kamera karşısına bir adam geldi, yüzüne maske takmayı unutmuş gibi konuşmaya başladı, ve o sesin, sahibinin o olduğunu anladı; "Hayır...olamaz. Devam mı ediyor yani? Hayır ya! OLAMAZ! Benim babam teröristlerin yanında şuan ve ben askerim! Nerde mantık!" dedi kendi kendine.

'Bize Seyfi'yi geri verin....tik! tak! Vakit geçiyor! Kız ölüme dahada yakın...!' ve video kapandı.

"Ömer Yüzbaşı sen iyi misin? Yüzün bembeyaz oldu?" dedi Albay.

"İyiyim Albayım sorun yok."

Pamir; "İstihbarattan yeri çabucak tespit edebilirler, ben diyorum ki hemence basalım, adamların şakası yok."

Kızıl Nöbet 1- TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin