Vantilatörlere yavşamak (PamRaz🌹)

537 36 59
                                    

Bana bir masal anlat baba mültideki şarkı şimdi açmayıın iyi okumalaar🌸

Genç kadın gözlerini açtığı ilk anda kapının önündeki siyah arabayı farketti tekrardan, bütün gece araba kımıldamamıştı, Defne ise pencerenin kenarına kıvrılmış uyuya kalmıştı. Boş umutlarla dolu insan, oysaki, bir köşeye kıvrılıp nefes arayışına koyulabilirdik, ancak doktor kadın kollarındaki morluklardan daha fazla acı çekiyordu. Defne kalktıktan sonra mutfağa gidip kollarının üzerine buz tuttu, Serenay kalkıp farketmeden. Buzları yerine koyduktan sonra üzerini değişip uzun kollu tişört giyip salona Serenayı kaldırmaya gitti. Serenaya ne kadar seslensede karşı taraftan hiç bir ses gelmiyordu.

"KIIZ SERENAY ÖLDÜN MÜÜÜÜ???"

"Maalesef Defne, benden kurtulamadın...aaay ne kadar sıcak hava! Kıız, sen niye kat kat giyindin? Havale geçirmeye felan mı çalışıyon?"

"Yok Tahtalı Köy'e hazırlıyorum kendimi, Allahım ya! Uzun kollu tişört işte, neyi var?"

"İyi sıcaktan patlarsan ama sonra kızmak, söylenmek yok tamam mı?"

"Ne kızıcam bee! Hadi kahvaltı hazırlayalım, benim hastaneye gitmem lazım."

"Doktor hanımcağızımızın hastaları var tabiki, hadi, ben bir elimi yüzümü yıkıyım."

"Sende iyice evime yerleştin Serenay..."

"Napıyım Defne? Beni kendi evimde o kapkaranlık kocaman evde, öcülerle yalnız mı bırakıcaksın?"

"Allahın delisi! Allahın delisi! Hadi kalk şurdan!" dedi Defne, Serenayın yatığı yeri toparlayıp mutfağa gitti.

Ömer'in tarafından,

Yüzbaşı koğuştan içeriye girdiği gibi lavabonun dışına kadar uzanan sırayı farketti, bir yandada kusma sesleri geliyordu.

"Oğlum topluca hamile mi kaldınız? Ne iş?" diye sorunca Ömer, Sinan zar zor yanına gelip "Hamile değiliz. Ama sı...sıkıntımız çok. Yarım saattir durmadan sıra sıra kusuyoruz." diyerek cevap verdi. Komutan avucunu Sinan'nın yanakları ve alnına dayadı.

"Sinan ateşin var. Kramp giriyor mu?"

"Evet çok fena efendim."

"Efendim değil, ya Yüzbaşım yada Komutanım."

"Evet işte Yüzbaşım, çok fena kramp giriyor."

"Başında dönüyor mu?"

"Şuan 3 tane Ömer İplikçi görüyorum o kadar."

"Gıda zehirlenmesi bu. Ben hemen Albay'a bakmaya gidiyorum, yediğiniz yüzünden zehirlendiniz kesin." dedikten hemen sonra koşarak Albayın kapısına dayandı Ömer.

"Albayım, Albayım... bütün askerler kusuyor, gıda zehirlenmesi olabilir, hastaneye haber vermemiz lazım."

"Bende iyi değilim zaten, haber verelim..yine kusma tuttu sen ara."

Ömer hastanenin numarasını çevirip aramaya kalkıştığı an karşıdaki ses onu az da olsa sarstı.

"Alo... kardeşim ses versene alo... iyi misiniz?"

"Defne....Hanım, ben Taburdan arıyorum, askerlerin durumu kötü, acil ambulans gönderilmesi gerekiyor. Gıda zehirlenmesinden şüpheleniyorum, çünkü kahvaltıdan sonra kusmaya başladılar, herkesin ateşi var."

Kızıl Nöbet 1- TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin