anlatılmaya üşenilmiş anılar...
Defne: Günaydın :)
Ömer: Günaydın, sevgilim.
Defne: İsmail abinin yanındayım ben.
Ömer: Sabah sabah?
Defne: İsmail Abi sabah sabah evine çağırıp bana öyle bir menemen yaptı ki...
Defne: O kadar olur yani!
Ömer: Demek öyle, İsmail Abi'ye söyle, Ömer oğlun sana çok darılmış, o da menemen istiyor, onun başı mı kel?
Defne: Dedi ki, delilere kahvaltı hazırlama servisi yokmuş müessesesinde, sadece aklını paylaşırmış seninle, bir kahvaltıyı değil.
Ömer: 😑 Fena soktu lafı, her neyse, bekle beni orda geliyorum.
Ömer parka gitti. Defne'yle İsmail Abinin bankta oturduğunu farkedip gülümsedi.
"İşte benim en değerlilerim." dedi ve hızlı adımlarla yanlarına yaklaştı. "Selam gençlik ve ruhu genç olan kalbi güzel adam!"
"Bak gördün mü Defne kızım, geldi yine bizim deli."
"Şşt! Ama orda duracaksın İsmail Abi, beni sevgilim çağırdı, hemen damladım. Yoksa ne işim olur burda benim?"
"Bide dalga geçiyorsun haa! Tam sopalıksın sen!"
"Sopa mazi de kaldı be İsmail Abi."
"Ulan Ömer! Ulan Ömer!" yaşlı adam karışık duygular içerisinde gülmeye başladı. Ömer yanlarına oturup telefonunu kurcalamaya başladı, haberleri okurken birden duraksadı. "Yine şehit... ah... ah...." dedi Ömer. "İsmail abi Defne de burdayken senden bir şey isteyeceğim."
"Söyle evlat?"
"Eğer bir gün bana bir şey olursa Defne'ye sahip çık, onun yanında ol, bak söz veriyorum de."
"Saçmalama ne oldu birden bire!" diye çıkıştı Defne.
"İçime kötü bir his doğdu."
İsmail Abi tüm asaletiyle "Seni anlıyorum, aynı şeyleri bende yaşadım evladım, ama böyle konuşmamalısın. Evrene positif enerji yay, siz çok mutlusunuz zaten, ne bu kara kara düşünmeler?" diye cevap verdi.
"Evren benim verdiğim enerjiyi napsın be!"
"Geceleri bazen dua edip soruyorum Allah'a. Neden senin gibi bir deliyi karşıma çıkardı diye Ömer!"
"Deliyim, eyvallah, ama söz veriyorum diye kelime çıkmadı ağzından, bekliyorum."
"Sen nasıl benim oğlum gibiysen, Defne'de benim kızım... sana söz veriyorum."
"Hepiniz manyaksınız! Boş boşuna sözler vermeyin!" dedi Defne, dudaklarını büzüp Ömer'e baktı. "Bana dondurması yere düşmüş küçük bir çocuk gibi bakma, hayat bu, ne zaman kime ne olacağı belli değil ki Defne'm."
"Aaa bu arada! Kahvaltıyı unutmadım. Gerçekten gücendim! Kalbimi kırdın İsmail Abi!" diye devam etti Ömer konuyu dağıtmak istercesine. "Ne kahvaltısı?"
"Yok bir şey!" dedi Defne.
"Yok artık Defne... sen?"
"Tamam kapatalım konuyu, menemeni yedik bitti."
"Size iyi günler ben kaçıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Nöbet 1- TAMAMLANDI
FanfictionBir ölür, bin diriliriz, yinede bu vatanı korumaktan vazgeçmeyiz! diye başlamıştı herşey, ta ki Özel Takım'ı o görev darmadağın edene kadar. Evet, burdaki askerler Özel Takım'da görevlerini sürdürüyorlardı, canını Vatan'a verebilecek 8 genç asker ve...