Bölüm 38

8.5K 646 28
                                    


Kemal ile konuştuğumdan beri aklımda birçok soru vardı. Beynim patlayacakmış gibi hissediyordum. Sarhoş gibi sokaklarda yürüyordum. Karşıdan koşarak gelen Mavi olmasa bilinmeze doğru yürümeye devam edecektim. Omuzlarımdan tutup bana baktı. Rahatlamış görünüyordu. 

"Neredesin sen? Kaç saattir arıyorum seni. Her yere baktım. Ne kadar korktum biliyor musun?" Sonra sarıldı. Onun sarılmasındaki huzura bırakmıştım kendimi. Rahatlamak istedim. İşe de yaradı. Sakinleşmiştim. 

"Söyle bana. Neredeydin?" 

"Kemal ve Feyza ile duruyordum."

"Evden öyle çıkınca bir süre seni yalnız bırakayım dedim ama gelmeyince çok korktum." 

"Mavi, Kemal bana bir şeyler anlattı. Bence en iyi şey sana da anlatmak. Tek başıma çözmektense beraber çözmekte fayda var."

"Neymiş o? Ne anlattı?" Bu yola beraber çıkmıştık. Sürekli birbirimizden bağımsız hareket ettiğimiz için bugün bu yerdeydik. En iyisi konuşmaktı. Ne biliyorsak paylaşmak. İşte o yüzden ne konuştuysak ona anlattım. Hepsini sessiz sakin dinledi. Hatta sözümü bitirmeme rağmen sessizliğini koruyordu. Delirmiş gibi oradan oraya yürüyordu.

"Nasıl böyle saçmalıklar uydurabilir? Ne cesaretle? Hayır o, uydurdu diyelim sen nasıl inanıyorsun buna Zuhal? Onun dedikleri gerçek olsa beni geçtim sen nasıl ölümsüz olasın? Veya aşk büyüsü falan nasıl olsun ortada? Ne büyük saçmalık! Hepsi yalandan ibaret! Bir de diyor ki üvey kardeş, yasak çocuk!" 

"Belki de sen kabullenmek istemiyorsundur kardeşinin olmasını."

"Kabullenmek mi? Alakası bile yok. Hep bir kardeş istedim ben. Olmadı. Babamla annemin arası bozuktu ama bu hiçbir zaman üçüncü bir kişi yüzünden olmadı. Annem, kendi hatasını örtmek için uydurmuş bunu. Babam, onu aldatmadı. Zaten her şeyi geçtim, annemin geçirdiği bir kaza yüzünden bir daha çocuğu olmadı. Babamla çok denemişlerdi. Yani benim bir kardeşimin olması imkansız."

"Eğer gerçekten durum böyleyse söyledikleri yalan Kemal'in. Nasıl inandım ona?" Mantıklı düşününce Mavi doğruyu söylüyor olmalıydı. Kemal'in hikayesinde boşluk olan çok yer vardı. Hatta çok saçma bir hikayeydi. Uydurulmuş, o an kafadan atılmış gibiydi. Peki neden?

"Neden böyle bir şey yaptı peki sence?" 

"Bilmiyorum. Senin bana anlatacağını da mı düşünmedi acaba?"

"Bu ara aramızın limoni olduğunu herkes biliyor Mavi. Belki ondan dolayı..."

"Bizim aramız limoni falan değil. Kim uydurdu bunu?"

"Bilirsin. Son durumlar... Pek benim istediklerim olmuyor." dedim omuz silkerek.

"Zuhal, ben sadece mutlu olmak istiyorum bundan sonra. Bunun için ne gerekiyorsa yaparım. Benim için endişelenme. Evet, bir insanı öldürmek dünyadaki en berbat şey olabilir. Ama o, insan değil." 

"Eğer o insan değilse biz de değiliz. Onunla aynı kaderi paylaşıyoruz."

"Neden böyle yapıyorsun? Onu durdurmayı denediğimi sen de biliyorsun. Neler yaptık ama sonuç ortada. Ya o ya biz. Ben eskilerde büyüyüp yetiştim Zuhal. Şimdi oturup vicdan yapmamı bekliyorsan yapamam. Çünkü benim için yeni olan bir duygu değil bu. Ben, zamanında sadece bu iş için yetiştirildim. O yüzden bunu düşünme. Asıl düşünmemiz gereken Kemal. O kim ve neden böyle bir yalan söyledi?" Mavi'nin dediklerini düşünüyordum. Gözlerine baktım. Evet, onu asla değiştiremezdim. Yine de kabullenmemiştim. Başka bir yol bulana kadar susmaya karar vermiştim sadece.

Mavi IsırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin