Bölüm 35

12.3K 775 220
                                    


"Ne yapmalıyız şimdi? Direkt söylesek mi kıza gerçekleri tek tek? Yeme şu elmayı Allah aşkına!" 

"Yabancının değil amcamın kanı canım." İğrenerek bakmayı sürdürüyordum. Tepkimden sonra elmayı bir kez daha üzerine iyice silip yemeye devam etti. Mavi'yi gören kıtlıktan çıktığımızı düşünürdü. Daha az önce yediklerini beş kişi gelse bitiremezdi. 

"Direkt söyleyemeyiz tabi ki de. Bir yolunu bulacağım." Telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkarıp ekrana bakınca yüzü düşmüştü.

"Helen." O söylemese de ben anlamıştım zaten. 

"Aç da hazır çözüm yoluna bu kadar yaklaşmışken aksilik yaşamayalım." Kafasını salladı. Elmasının kalan kısmını da midesine indirdikten sonra cevap verdi.

"Efendim? Evet, şirkette değilim. Neredesin ne demek? Ne ara sana bu kadar hesap verir oldum ben? Hayır soramazs..." Daha fazlasını dinlemek istemediğim için Tuğrul Amca nasıl olmuş diye bakmaya gittim. 

Kendine gelmiş sayılırdı. Tişörtünün yırtılmasına bozulmuş gibiydi. Söylenip duruyordu. 

"Çok acıyor değil mi? İyi bilirim. Beni de bıçaklamıştı Mavi. Eli de ağır keratanın." dedim ortamı yumuşatmak için. Yüzüme tip tip bakıyordu. Gözleri neden böyleydi? Büyücü olması ile alakalı olsaydı diğer büyücünün de gözleri böyle olurdu. Ama onunkiler normaldi.

"Seni de mi bıçakladı? Bu çocuğa ne olmuş böyle? Kızım içeri girip beni böyle görseydi neler olurdu kim bilir? Ve evet. Eli çok ağır." Gözlerine daldım. O kadar tehlikeli bakıyorlardı ki... Ne kadar da Mavi'ye benziyordu şimdi böyle inceleyince. Yaşlı olmasına rağmen karizmasını da koruyordu. Demek sadece gözler değil yakışıklılık da kalıtsaldı bu ailede. 

"Bana söylemek istediğin bir şey mi var? Benzinlikten beri çok tuhafsın." 

"Aslında masadayken söylemiştim. Gözleriniz... Gözleriniz çok ilginç. Nedenini merak ediyorum. Mavininkilerin bir nedeni var. Peki ya sizin?" Tişörtünü çıkarıp kenara attı. Bu ailede yine genetik olan huylardan biri olmalıydı bu. Yarı çıplak rahatça dolaşmak! 

"Herkesin bir hikayesi vardır Zuhal. Biz buna hayat deriz. Önemli olan hikayelerden neler çıkarttığın ne kadar mutlu olduğundur. Çok mutlu oldum ben. Ne dersler gördüm ne dersler çıkardım bilsen şaşarsın. Ama çok da üzüldüm. O kadar üzüldüğüm zamanlar oldu ki az önce yediğim bıçak darbesi yanında kağıt kesiği gibi kalırdı." Sorduğum sorunun cevabı bu değildi. Yine de pür dikkat dinledim. Sonuçta hepsi yaşça benden çok büyük insanlardı. Her ne kadar öyle görünmeseler de.

"Diyebilirsin 'Bu adam ne diyor böyle diye?'. Sadece uzun zamandır konuşmaya ihtiyacım vardı ve siz karşıma çıktınız. Oradaki kendi öz yeğenim de olsa beni anlamayacaktır. Ki ona hak veriyorum. Ona yaptıklarımdan sonra ben olsam hiç konuşmazdım. Yüzüme baktığı için bile şükrediyorum. Sana bakınca beni anlayabilirsin gibi hissettim. Bunu bana babası yaptı. Öyle büyü falan değil yani. Kendi öz kardeşimden hatıra. Yanlış anlama sakın. Kızmıyorum ona. Kesinlikle hak ettiğimi düşünüyorum. Oğluna yaptıklarımın acısını aldı benden. Ölürken bile. Son nefesinde yanındaydım biliyor musun?" Yanıma gelip koltuğun köşesine oturdu. İyice kenara sindim. Giymeyecek miydi üzerini artık? 

"Mavi, onu öldürmeden hemen önce gelmiştim yanına. Her zamanki gibi kendi kendime sohbet ediyordum. Onun dinlediğini farz ediyordum. Oğluna yaptıklarımın farkındaydı. Bazen ben de bahsediyordum açıkçası üstü kapalı. Ama Mavi'nin bütün gerçekleri anlattığını biliyordum babasına. Kötü bir kardeş ve kötü bir amca oldum. Ne diyebilirim ki? Köşedeki mumu işaret etmişti abim. Koklamak istediğini düşünüp uzattım ona. Ama o, mumu acımadan gözüme fırlatmıştı. E, büyücü olduğum için biraz kurtardım paçayı ama göz rengim değişti ve böyle kaldı. Ona hiç kızmadım. Sonuna kadar hak etmiştim çünkü."

Mavi IsırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin