Düzenlendi
Bölüm Şarkısı : Gripin Beni Boş Yere Yorma
Keyifli Okumalar :)
***
İstanbul yatağına vuran güneşle gözlerini kırpıştırdı. Gözlerini açtığında ise hissettiği şey huzurdu. Belki de hayatında ilk defa yeni güne gülümseyerek uyanmıştı. Nedensiz bir neşe, heyecan vardı içinde. Şarkılar mırıldanmak, manasızca kahkaha atmak istiyordu. Belki de bütün bunlara sebep bugün bambaşka bir dünyada gözlerini açmasıydı. Mesela şu an evinde olsa muhtemelen böylesine güzel bir şekilde güne başlayamayacaktı. Çatık kaşlarla uyanıp, somurtan bir suratla kahvaltısını edip şirkete gidecekti. Hiçbir şekilde içinden geldiği gibi değil İstanbul Kandemir'e yakışır şekilde davranması gerekecekti.Derin bir nefes aldığında gözlerini kapadı. Neden bunları düşünüyordu? Eskiden olsa hiçbir şekilde yaşadığı hayattan şikeyet etmez aksine bundan oldukça memnuniyet duyardı fakat şimdi bir şeyler değişmişti ve bunun ne olduğunu bilmiyor aynı zamanda yanlış davranmaktan korkuyordu. Daha fazla bunları düşünmek istemediği için örtüyü üzerinden atıp ayağa kalktı.
Derya da uyanan İstanbul'u görünce "günaydın " dedi. Dün akşam yerde yatmıştı. Pelin sen yatakta yat ben yerde yatarım diye çok ısrar etse de Derya bir türlü kabul etmemişti.
Derya oturur bir pozisyon alınca belinin ağırdığını far ketti.
"Uyandırdım galiba."
"Hayır hayır ben bu saate kalkıyorum normalde."
" Benim yüzümden yatağından oldun."
"Sorun yok alışkınım ben. "
İstanbul gülümsedi ardından odadan çıkıp lavaboya girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kapıyı açınca karşısında Koray'la burun buruna geldi.
"Günaydın" dedi Koray gülümseyerek.
"Günaydın"
"Dün gece rahat uyuyabildin mi?"
"Hiç olmadığım kadar rahattım Koray."
Yine birbirlerine bakmaya devam ediyorlardı. Dilleri bir şey söylemese de bakışları çok şey anlatıyordu aslında.
"Ben bir Derya'ya bakayım," diyerek aceleyle uzaklaştı İstanbul. Koray'la göz göze gelince neden böyle hissettiğini anlamıyordu.
Derya çoktan kahvaltı hazırlamaya başlamıştı bile.
"Yardım lazım mı?"
Derya, şaşkınca ona bakarken İstanbul Kandemir'i oldukça yanlış tanıdığını düşünüyordu. Dünden beri buradaydı ve hiçte öyle kibirli bir şekilde davranmamıştı aksine oldukça sıcak ve samimiydi.
"Sağ ol ama ben hallediyorum."
İstanbul tezgahın üzerinde duran domatesleri fark edince "en azından bunları doğrayım," dedi.
"Zahmet olacak."
"Ne zahmeti ya. Dün gece zaten size yük oldum. Bir domates doğramışım çok mu?" diyerek bıçağı eline aldığında domatesleri düzgün bir şekilde doğramaya çalıştı. Tabii ne kadar başarılı olduğu meçhuldu. Daha önce yemek yaptığı söylenemezdi nihayetinde evlerinde o kadar çalışan insan varken mutfağa girmeye gerek görmezdi. Fakat şimdi yapmak istiyordu. Derya gibi sevdiği insanlara kahvaltı hazırlamak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Masalı
Teen FictionSert erkek, masum kız hikayelerinden sıkıldıysanız doğru yerdesiniz. Bu kitapta roller değişti çünkü. *** Acımasız bir baba tarafından büyütülen bir kız aşka inanmazdı. Duygusuz ve sertti. O İstanbul Kandemir'di. Yıkılmaz buzdan duvarları vardı. F...