Düzenlendi
Bölüm Şarkısı : Teoman Kupa Kızı Sinek Valesi
Keyifli okumalar :)
Bir anlık bir düşüş sonrasında yumuşak kollar ve duyduğu o ses "dikkat et." Her şey birbirine girmişken Hayal ve gerçek ayırt edilemiyordu. Ela ve yeşilin buluşması ve uzayan bakışma. İkisinin de kalbi fazlasıyla hızlı çarparken "İstanbul" diyen Çağatay anın büyüsünü bozmak için yeterliydi.
Genç kız aceleyle toparlandığında Çağatay'a baktı. Mavi gözleri oldukça öfkeliydi. Koray ve İstanbul'u o halde görmek hiç hoşuna gitmemişti.
"İyi misin?" Koray nefes nefese kalmış bir şekilde konuşurken her an kalbinin durabileceğine emindi. O an fazlasıyla etkileyici bir büyüye sahipti.
"İyiyim" diyebildi İstanbul. Nefesi hâlâ düzenene girmemişti.
"O halde ben bahçeye dönsen iyi olur," diyerek uzaklaşan Koray'ın ardından İstanbul bakışlarını kendinden emin bir şekilde Çağatay'a çevirdi.
"Benden bir açıklama beklemiyorsun değil mi?"
" Bekliyorum İstanbul. Bu sefer senden bir açıklama bekliyorum."
"Çağatay sen ne dediğinin farkında mısın?"
"Gayet farkındayım."
"Ben kimseye açıklama yapmam. Kim olursa olsun."
"Bana yapmak zorundasın ama," diyen Çağatay sertçe İstanbul'un kolunu tuttu.
İstanbul gözlerini açıp kapadı. "Sen ne yaptığımı sanıyorsun kolumu bırak " diyerek kolunu çekti " Bir daha sakın bana böyle davranma Çağatay. " diyerekte hızlıca merdivenlerden çıkıp odasına girdi. Kapıyı kapatıp elini kalbinin üstüne koydu. "Sakin ol" dedi kendi kendine. Nefes alışverişleri düzensizdi. Kalbi ise sanki yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Ne oluyordu böyle? Böyle hissetmesine sebep neydi? Az önce olanlar gözünün önüne geldi.
Bir anda ayağı takılıp düşecekti ki Koray onu tutmuştu ve o an ki gözlerin buluşmasını unutamazdı. O Yeşiller kendini geçmişe götürmüştü. İlk defa bir anın hiç bitmemesini istemişti. O yeşillerde saf ve masum yanını, sevgi dolu çocukluğunu görmüştü. O yeşiller bambaşkaydı hiçbir renkli göz bu kadar güzel olamazdı.
Kapının çalınmasıyla gözlerini açan İstanbul, Çağatay'ın sesini duydu.
"İstanbul açar mısın konuşmak istiyorum. Tamam haklısın öyle davranmam yanlıştı özür dilerim."
Genç kız kapıyı açıp Çağatay'ın içeri girmesi için izin verdi. Delikanlı girer girmez Istanbul'un yüzünü avuçlarının içine aldı. "Özür dilerim. Öyle davranmamam gerekiyordu. "
"Bazen karşında kim olduğunu unutuyorsun Çağatay."
" Haklısın" diyerek yanağını öpüp sımsıkı sarıldı Çağatay "Seni çok seviyorum sevgilim."
Genç kız ise sarılışına karşılık vererek sevgilisine kollarına doladı. Çağatay iyi biriydi. Çok kibar ve nazikti. Aynı zamanda ise babası için ideal damat adayıydı. Peki kendisi için neydi? Nişanlısı? gelecekte ki eşi? İdeal damat adayı? Bunların hepsiydi belki de. O zaman niye onun yanındayken kalbi çarpmıyor, nefes alamayacak duruma gelmiyordu? Cevabını belki de kendi de biliyordu. Fakat bunu kabul etmedi. Kendisine kızdı. Çağatay'la evlenecekti. Kendi neler düşünüyordu böyle?
Çağatay'a daha sıkı sarıldı. " Seni seviyorum Çağatay " dedi. Aslında bunu daha çok kendisine söyledi.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Masalı
Ficção AdolescenteSert erkek, masum kız hikayelerinden sıkıldıysanız doğru yerdesiniz. Bu kitapta roller değişti çünkü. *** Acımasız bir baba tarafından büyütülen bir kız aşka inanmazdı. Duygusuz ve sertti. O İstanbul Kandemir'di. Yıkılmaz buzdan duvarları vardı. F...