36. Bölüm Kaçış

1.4K 121 337
                                    


Bölüm Şarkısı Olmayacak Bir Hayale Kaptırdım Kendimi

Keyifli okumalar :)

Koray ve İstanbul keyifli bir şekilde sohbet ediyordu. Bütün gözlerin üstlerinde olduğunu ikisi de umursamıyordu. Çünkü duydukları tek ses kalplerinin sesiydi. Yıllar sonra birbirini bulmuş iki kalp kem gözleri önemsemezdi. Kim ne düşünürse düşünsün onlar mutluydu ve bu ikisine de yeterdi.

Yanlarına gelen Pelin "Abi mi gördünüz mü ?" Diye sordu.

" Ben görmedim bir şey mi oldu ?" İstanbul, Pelin'i bu kadar endişeli görünce telaşlanmıştı.

" Bahçenin her yerine baktım ama abimi göremedim ve en önemlisi de Yağmur'da yok. "

"Yani ?"Diye sordu Koray. Aklına kötü şeyler getirmek istemiyordu.

" Bilmiyorum galiba biraz fazla evham yaptım. Burda bir yerdedirler kaçacak halleri yok ya " dese de içinde ki sıkıntı gittikçe artıyordu.

" Ara istersen "

" Haklısın ben arayayım "diyerek telefonu çıkardı. Telefonu kulağına koyup beklemeye başladı. Ama telefonu açılmadı. Neden açmıyordu ki telefonu Ali ? Oysa ne zaman arasa açardı. "Açmıyor "dedi panikle.

Ardından duyduğu sesle irkildi. " Pelin, abin Yağmur'u nereye götürdü biliyor musun ?" Çağatay elinde ki kağıdı göstererek konuştu. Ve şu an ki öfkesini kimse tahmin edemezdi.

" Ne...demek istiyorsun? "Diyerek Çağatay'a döndü. İstanbul ve Koray ise endişeyle birbirlerine bakıyordu. Eğer gerçekten ikisi kaçmışsa olacakları tahmin bile edemiyordu. Kan gövdeyi götürürdü.

" Al da ne demek istediğime sen bak "diyerek elinde ki kağıt parçasını Pelin'e verdi. Pelin elleri titremesine engel olamadan kağıdı aldı. Kağıtta ise Benim kiminle gittiğimi söylememe gerek yok. Siz çok iyi biliyorsunuz kiminle gittiğimi. O yüzden beni aramayın sormayın beni buna siz mecbur ettiniz yazıyordu.

" Bu Yağmur'un el yazısı ve kendi de Ali'de ortada yok Pelin. Eğer nereye gittiklerini biliyorsan söyle. İkisinin iyiliği için. "

Pelin yutkundu. Bu gerçek miydi? Gerçekten kaçmışlar mıydı ? " Kaçmışlar "diyebildi sadece.

" Bunun hesabını Ali'ye çok fena soracağım bilmiş ol. "Deyip oradan uzaklaştı Çağatay.

Pelin ise öylece kalakaldı. " Bunu nasıl yaparsın abi ?"Diye sordu kendi kendine. İstanbul , onun kötü olduğunu anlayınca kendine çekip sarıldı. " Sakin ol her şeyi anlarız şimdi "dedi.

İstanbul, Ali'nin böyle bir şey yaptığına hala inanmıyordu. Demek gerçekten Yağmur'u seviyordu ki böyle bir şey yapmıştı. Pelin ise yanlış anlaşılma olması için dua ediyordu.

***

" O Ali'yi bir elime geçireyim var ya bir güzel ağzını burnunu kıracağım. Benim kardeşimin kanına girdi. Kafasını bulandırdı. Lan en başından Yağmur'u o pislikten uzak tutmam gerekirdi. Ama tabi zaten Yağmur hanım pek bir meraklıydı Ali'ye. Ne bulduysa o pislikte. " Düğün bitmişti ve herkes Çağatay'gilin evine girmişti. Çağatay ise ağzına geleni söylüyordu. Yanında oturan Derya ise ona destek olmak için elini tutuyordu. Resmen Çağatay ateş püskürüyordu.

Engin, ise Pelin'i göğsüne çekmişti. Pelin, Çağatay'ın laflarını duydukça kötü oluyordu. Ne zaman Ali hata yapmaktan vazgeçecekti ?

" Pelin kızım yalvarırım kızımı nereye götürdüğünü biliyorsan söyle. Ana yüreğim dayanmıyor. Yalvarırım söyle "Aslı hanım gözyaşlarını tutamıyordu. Kızını kaçırmıştı Ali. Bir anne için bundan daha kötüsü olabilir miydi ?

İstanbul Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin