Düzenlendi
keyifli okumalar :)
***
Pelin hızlı adımlarla yürüyordu. Gecenin karanlığında bir başınaydı. Ürkek adımlarla ilerliyordu. Korkuyordu hemde çok fazla. Neden bu saate dışarıdayı ki? Oysa şimdi evde olması gerekiyordu. Neden dışarıdaydı? Neden böylesine korkuyordu? Sanki sokaklarda canavarlar vardı. Düşündüklerinin çok saçma olduğunu biliyordu fakat çok korkuyordu. Daha önemlisi ise Sokakta olan küçüklüğüydü. Evet şu an küçük Pelin'di.
"Pelin"duyduğu sesle irkildi. Ancak bu sesi tanıyordu. Bu ses annesinin sesiydi. "Pelin"
"Anne "
Nereye gittiğini bilmeden yürüyordu.
"Anne"
" Pelin, bu hayatta yalnız değilsin kızım. Hep senin yanında olacak biri var. Onu buldun... o seni buldu birbirinizi sakın kaybetmeyin."
"Anne nerdesin?" Aniden büyüdüğünü hissetti. Şu an tam yirmi yaşında ki kızdı.
"Hep yanındayım"
Ardından bebek sesi duydu ve bir evde buldu kendini. Bir adam bir kadınla kavga ediyordu. Yavaşça yürüyüp yanlarına geldi. Kendini görmüyorlardı. Ancak Pelin onları görüyor fakat yüzlerini net olarak görmüyordu.
"Bu çocuk bizim aksi halde seninle boşanırım,"dedi adam.
Bebek ağlamaya devam ediyordu. Pelin yanına yaklaştı bebeğin. Bebek sanki kendini görünce susmuş gülmeye başlamıştı. Pelin güzel bebeği görünce gülümsedi.
"Bu çocuk bizim aksi söylemedim zaten. Ben onun annesiyim," dedi kadın.
Bebeği kucağına aldı Pelin. Hâlâ kimse görmüyordu onu. Ona sarıldı. O kadar tatlıydı ki bebek bakmaya doyamıyordu Pelin. "Sen ne şirin şeysin böyle." Yanaklarını öptü. Fakat bir anda kendini yine ıssız bir sokakta buldu.
Yine aynı ses " birbirinizi kaybetmeyin," diye defalarca yankılandı.
"Birbirinizi kaybetmeyin "
Pelin aniden gözlerini açtı. Gördüğü rüya nefes nefese kalmasını sağlamıştı. Yazın sıcağı bir yana rüyanın etkisiyle de terlemişti. Neden böyle bir rüya gördüğünün bilmiyordu? Ağzını şapırtadınca susadığını fark etti. Derin bir nefes alarak ilk önce doğruldu bir kaç saniye sonra ise ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Yürürken kalbinin çarptığını hissediyordu. Masanın üstünde duran bardağa sürahiden su doldurdu. Bardağı tam dudaklarına götürecekti ki "Pelin" Diye duyduğu sesle korktu ve bardak elinden düşerken kendisi çığlık attı.
Işık yanınca gözlerini kapatıp sakin olmaya çalışarak tezgaha yaslandı. Gördüğü rüyadan dolayı kendine gelmememişti daha.
"Benim korkma" Güven verici sesi duyduğuna gözlerini açtı.
"Engin"
"Sen iyi misin?" Delikanlı Pelin'e yaklaşıp elini omzuna koydu.
" Kötü bir rüya gördüm. "
" Tamam tamam sakin ol. Ben yanındayım " Engin başka bir bardağa şu doldurup Pelin'e verdi. Pelin suyu içerken zihninde yankılanan tek şey 'ben yanındayım ' sözü olmuştu. Bu söz bütün korkularını bir çırpıda silmişti sanki. Fırtınalı bir denizdeyken aniden güvenli bir limanda bulmuştu kendini.
"Teşekür ederim"
" Her zaman " diyerek göz kırpıp ona sarıldı. Pelin ise kendini güvenli kollara teslim etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/110439261-288-k697564.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Masalı
JugendliteraturSert erkek, masum kız hikayelerinden sıkıldıysanız doğru yerdesiniz. Bu kitapta roller değişti çünkü. *** Acımasız bir baba tarafından büyütülen bir kız aşka inanmazdı. Duygusuz ve sertti. O İstanbul Kandemir'di. Yıkılmaz buzdan duvarları vardı. F...