33. Bölüm Aşk

1.4K 115 513
                                    

Merhabalar bu bölüm sakin bir bölüm oldu. Biraz huzur okuyalım istedim. Çünkü bu bölümden sonra olaylar fena karışacak :D

Bir şey daha arkadaşlar abinin doğru yazımının " ağabey " olduğunu öğrendim. Fakat bilmiyorum ağabey yazamıyorum bir türlü. Umarım bunu hoş karşılarsınız.

Neyse lafı daha fazla uzatmadan sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.

Keyifli okumalar :)

Düzenlendi

***

Sude, kesinlikle Yavuz'u görmeyi beklemiyordu. Onun burda ne işi vardı ki ?

" Yavuz "dedi şaşkınca. Gözlerinin kızardığını biliyordu.

" Rahatsız etmediğimi umuyorum."

Sude derin bir nefes aldı. Kesinlikle Rahatsız etmiyordu aksine şu an yanında birinin olmasına ihtiyacı vardı." Hayır... hayır birine o kadar ihtiyacım vardı ki."

"Benimde "

İkisi birbirine bakarken yüreklerinde aynı acıyı hissediyorlardı. Ölüm acısı... ikisinin de en iyi bildiği acıydı bu.

"Seni annemle tanıştırayım," dedi genç kız. Ardından mezara bakarak konuştu. "Annem, Yavuz benim arkadaşım çok iyi birisidir o. " Hüzünle gülümserken gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Annesini o kadar çok özlemişti ki bu gün onu ziyarete gelmek istemişti. "Ben annemi bebekken kaybettim. Onu hiç tanıyamadım. Ama babam her zaman çok iyi biri olduğunu söyler. "

"Başın sağ olsun bilmiyordum." Yavuz üzgünce konuştu. Neden hayat bu kadar acımasız oluyordu ki? "Benim de bu gün annemle babamın ölüm yıl dönümü. Onları ziyarete geldim "

"Senin de başın sağ olsun."

İkisinin tekrar bakışları kesişti. Yüzlerinde hüzünlü bir gülümseme vardı. Acı acı gülmek en zoru buydu işte. Susarak her şeyi anlatırdı bazen insan. Konuşmadan sesizce dinlerdi insan birini. Sesizlik çok şey anlatırdı ve bunu herkes anlayamazdı. Öyle bir sesizlik olurdu ki en güçlü kelimeler bile sesizliğe galip gelemezdi. Sude ve Yavuz aynen böyleydi işte. Susup sesizliği dinliyorlardı.

Yavuz, Sude'nin yanına oturdu.

" Ben annemi tanıyamadım beni anlarsın belki bu acının hiç bir tarifi olmadığını bilirsin. Okula gittiğim zaman herkes annesine koşardı. Herkesin yanında annesi vardı ama benim yoktu. Hiç zaman annem olmadı yanımda. İlk adımlarımı attığım zaman, doğum günlerimde, okula başladığım ilk gün,okumayı çözdüğüm zaman, ilk okulu bitirdiğim gün, orta okuldan mezun olduğum gün, liseyi bitirip üniversite sınavına girdiğim gün yanımda annem yoktu. En mutlu günlerimde hep kocaman boşluk vardı. Hiç kimse o boşluğu tamamlayamazdı. Kalbim acırdı yine de susar mutluymuş gibi yapmaya çalışırdım. Babam hep yanımda olurdu. Annemin yerini doldurmaya çalışırdı ama annemin boşluğu bir türlü dolmazdı. Babam,annemi aratmamak için her şeyi yapardı ama o boşluk dolmazdı bir türlü. Herkes annesine sarılırken ben öylece bakardım. Benim neden annem yok diye sorardım. Ama verilen bir tek cevap vardı..."

" Cennete gitti " Yavuz, Sude'nin sözünü kesip konuştu. Yıllarca kendi de bu cevabı almıştı.

"Evet hep öyle derlerdi."

İstanbul Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin