"Allah sizden razı olsun aslanlarım."
Askerler hazır olda bağırdı tek bir ağızdan.
"Emredersiniz komutanım!"
Yavuz yarbay mahcup bir şekilde gülümserken kaşlarımı kaldırarak baktım.
"Sen o adamı farketmeseydin belki de şuan için geç kalırdık." Omzuma dokundu.
"İntikamın yüreğini soğutmadı Azra, sana başından beri bunu demeye çalışmıştım ama dinlemedin beni."
Derin bir nefes aldım. Gözlerim dolmuştu ama ağlamanın sırası olmadığını düşünerek komutana odaklandım.
"Bakışlarındaki boşluğu görebiliyorum asker."
Gülümsedim.
"Vatan sağolsun komutanım!"
Gülümsedi.
"En kısa zamanda kendine gelmeni istiyorum, komutan yardımcısı böyle durursa tim nasıl ayakta durur sonra?"
Kaşlarımı kaldırdım. Az önce yarbayım inadını bir kenara mı çekmişti yoksa ben artık hayal falan mı görmeye başlıyordum?
"Ciddiyim asker, ayrıca dingonun ahırı değil burası giyin hemen."
Asker selamı verdim hemen.
"Emredersiniz komutanım!"
Yerdeki taşı düşünceyle karşısındaki duvara fırlattı buz bakışlı adam.
"Kim öldürdü?"
Karşısındaki adamı karşısında korkudan titrediğinin farkindaydı Aziri. Korkudan titremeli zaten diye düşündü.
Aziri'den herkes korkmalıydı!
"Teğmen kız başkan, Azra Özdemir."
Cebindeki telsizi aldı bir hamlede hemen. Karapınar'daki adamlarını harekete geçirip Miraz'ı öldüren bu kızın leşini parçalara ayırmak istiyordu Aziri. Bilgisayar sorumlusu adamının yanına giderek açık olan fotoğrafa bakındı.
"Adamları topla, yolladığım fotoğraftaki kadını bana getirmenizi istiyorum. Gelene kadar öldürme dışındaki her eylemi yapabilirsiniz."
Azra'
Kitapçıdaki kitaplara bakındım. Aradığım romanın hala burada olmaması sinir etmişti beni. Kaç haftadır o kitabı bekliyordum oysaki. Tam kitapçıdan çıkacakken masanın üzerinde duran tanıdık şeyle karşı karşıya geldim.
Aradığım romanla..
Adımlarımı çıkış kapısından oraya yönlendirerek masaya ulaştım. Tam kitaba uzanacağım sırada masadan çekilmesiyle gelen sese döndüm.
"Sahibi var kusura bakma-" bakışlarımız kesişti. "Azra teğmen?"
Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.
"Burak Üstteğmen." Elindeki kitabı gösterdim işaret parmağımı uzatırken.
"Uzun süredir bekliyordum, masada bir başına görünce bakmak için geldim sadece. Kusura bakma."
Eliyle ensesini kaşırken gülümsedi.
"Yok ne kusuru. Önemi yok."
Kafamı sallayıp gülümsedim.
"Güzel."
"Şey, istersen kitabı alabilirsin. Bitirmiştim ben zaten."
Kitabı bana uzatırken gülümsemeden edemedim. Sonuçta ne zamandır beklediğim bir kitaptı ve şuanda benim elimdeydi. Aldım Burak üstteğmenden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
AcciónSiz hiç bir askerin iç dünyasını iliklere kadar hissettiniz mi? Hayattaki tek gayesi sizin attığınız her adımı daha rahat attırmaya uğraşmak olan bu vatan evlatları, İşak adındaki terör örgütüyle mücadele içerisine girer. Bölge bölge seçilen askerle...