Sınır +5 vote +2 yorum
İyi okumalar💕
Okuldan ayrıldık Burak ile. Orhan ile teyzesini polislere teslim etmiştik ve polisleri bekleyesiye vakit epey gecikmişti. Mesut denen adamı da bulacaktık Allah'ın izniyle.
"Mesut denen adamı da araştıralım karargaha gidince."
Burak durduğu anda bir adım attıktan sonra ben de durdum. Arkamı dönerek baktığımda gözlerindeki hayranlık dolu bakışlarını yakalamıştım.
"Nasıl yapıyorsun?"
Kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı buluşturdum karanlık bakışlarıyla.
"Neyi?"
Yarım ağız gülümsedi.
"Bu kadar yardımsever olmayı, bu kadar güçlü olmayı, bu kadar korkusuz olmayı.. Daha sayayım mı?"
Ağzımdan istemsiz gülme çıktı.
"O kadar da değil." Dedim gülerek.
"O kadar." Dedi. "Bugün aldığın tehdit sayısının haddi hesabı yoktu ve hiçbirinde korku belirtisi göstermedin."
Burak'a baktım.
"Göstermeli miydim?"
Kafasını salladı olumsuz anlamda.
"İşte bu yüzden soruyorum, nasıl yapıyorsun?" Güldüm. "Bilmem." Diyerek yürümeye devam ettim. Arkamdan geldiğini yaklaşan adım seslerinden anlamıştım.
"Peki sen nasıl yapıyorsun?" Aklımdan geçen soruyu pat diye söylemiştim Burak'a. Durdu, durdum.
"Neyi?" Gülümsedim, replik değiştirmiştik.
"Bu kadar yabancı olmayı." Dedim. "Timdeki en yakın olduğum arkadaşım sayılırsın artık, sen beni tanıyorken ve o kadar konuşmuşken seni tanımıyorum." İçimdeki düşünceleri söylerken merakla Burak'a baktım. Düz bakışlarıyla bana bakarken buruk bir şekilde gülümsedi.
"Uzun süredir bende kendimi tanımıyorum." Dedi gülümserken. Kaşlarımı çattım bu cümlesine karşın.
"Anlamadım?"
Ciddileşti bir an, transa geçmiş gibi duruyordu buradan bakılınca.
"Bazen dik durabilmek için kendini unutman gerekiyormuş."
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Kendini unutursan yaptıklarının tadını çıkararak yaşayamazsın." Dedim.
"Sana bir hikâye anlatayım mı?" Dediğinde kaşlarımı kaldırdım. Biraz ileride olan bankı gösterdiğinde oraya ilerledik. Yerleştikten sonra karanlık bakışları bakışlarımı delip geçerken ürpermedim değildi. Derin bir nefes aldım.
"Şehrin birinde askerlik yapan bir genç varmış. Bu genç günün birinde genç bir kıza tutulmuş, kız da öğretmenmiş. Tabi kız kendini öyle tanıtmış bu gence. Aylarca birbirini sevdiler deli gibi. Genç adam yaşadığını hisseder olmuş. Ta ki günün birinde ailesinin silahlı saldırıya uğradığını öğrenene kadar. Babası ölmüş, annesi felç kalmış." Derin bir nefes alarak karşıdaki çalılara dikerken bakışlarını ifadesizdi. Devam etti. "Annesiyle sevdiği kadını tanıştırmış ilk kez, belki o haliyle mutlu olur dediğinde. Ama annesi kızı her gördüğünde ağlarmış. Sevinçten zannedermiş genç, üzülürmüş sonra annesinin haline. Annesinin konuşmaya başladığını haber almış biraç hafta sonra. O hafta sevgilisi ortalıktan kaybolmuş, şehir dışına çıkacağını bildiren bir notla. Annesiyle konuşmaya gittiğinde sevdiği kızın onları bu hale getirdiğini anlattığında beyninden vurulmuşa döner genç. Ulaşmaya çalışır çoğu kez ama bulamaz sevdiğini. Araştırır ve öyle bir kimlikte bulamaz. Meğer bölge sorumlusu bir teröristmiş. Askerlere yakın olabilmek için sivil ajan olmuş. Kendisini kurban olarak gören genç rengarenk kurduğu duvarlarını yıkmış siyah beyaz çekiçlerle. Köy baskınlarında görmüş uzun süre sonra. Kalakalmış öyle. Sevdiği kadının ona kurşun sıktığını gördükçe daha da yıkılmış. O baskında tek kaldığı için bir masum insanın arkasına sığınıp kaçmaya çalışmasıyla bir daha yıkılmış genç. Oysa ki dünyadaki en masum insan olarak görürmüş sevdiği kadını. Masum insanı düşündü ama genç. Vatani sorumluluğunu.. Elleri titreye titreye tam kafasından sıkmış genç adam sevdiği kadını. O an işte hayatı bitmiş genç adamın, bir daha başlatmamak üzere.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
AcciónSiz hiç bir askerin iç dünyasını iliklere kadar hissettiniz mi? Hayattaki tek gayesi sizin attığınız her adımı daha rahat attırmaya uğraşmak olan bu vatan evlatları, İşak adındaki terör örgütüyle mücadele içerisine girer. Bölge bölge seçilen askerle...