Bir günde 6 sıra yükselmek?
Sizlere teşekkür ediyorum bir kez daha, ygs için çalışıyorum ve dershane için çalışmak zorundayım. İşten dönünce kitabın bu kadar sevildiğini görmem yorgunluğumu unutturuyor açıkcası. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az, oy veren ve yorum atan ellerinize, güzel yüreklerinize sağlık. Sizleri çok seviyorum.💕
Sınır +8 vote +3 yorum.
İyi okumalar💕💕💕💕💕
Yaklaşık bir saattir anlaşmanın üzerinden Burak ile sohbet etmiştik. Gerek eskilerden, gerekse yenilerden birçok konu açılmıştı. Burak'a bakarken gülümsedim, sanırım hayatımda Doğan'ın ölümünden sonra gelen en güzel motive Burak'ın hayatıma girmesiydi. Tabi düşüncelerim Doğan'a haksızlık yapıyormuşum gibi bas bas bağırırken gülümsememi soldurdum. Ona haksızlık mıydı bu yaptığım diye düşünürken kalktım yerimden hızla. Aynı hızı ellerimiz birleşik iken de yaptığım için yine şaşırmıştı Burak. Elimle saçlarımı geriye atarken yutkundum.
"Eylül soğuğu oldu akşam akşam, içeriye giriyorum ben."
Burak bir şey demeden kafasını sallarken kalktığı yere geri oturdu. Ben de içeriye girmeyip hastahanenin arka tarafına geçtim. Burada insan ön bahçeye göre daha azdı, hatta elle sayılacak kadar az. İlk gördüğüm banka otururken ellerimde başımı tuttum. Burak ile iyi arkadaş olmamız ihanet miydi? Ona olan yaklaşımım, konuşma tarzım? Deirn bir nefes aldım gözlerimin dolduğunu hissettiğimde.
Amacım sana ihanet etmek değil Doğan, asla değil sevgilim!
Ellerimi kafamdan çekip gökyüzüne baktım. O sırada metalik bir ses duyduğumda düşüncelerime dalmaya fırsat bulamadan kaşlarımı çatıp etrafa bakındım. Kimsenin olmadığını görünce bir daha düşündüm az önceki sesi. Kesinlikle hayal olamazdı, hayal için fazla gerçekçiydi o ses. Bir dakika geçmeden morga giriş kapısı açıldığında karanlık olduğu için görünmemeye çalışarak yürüdüm morga doğru. Neler oluyordu?
Arka girişten bir araba yaklaştığında farlarının açık olmaması beni iyice huylandırırken frenle durdu. Hasrahaneden iki hasta bakıcı morgtan çıkıp arka kapağı açarak bir şeyler çıkartmaya çalıştılar. Bir dakika.
Tabut?
İyice yerime sinerken arabanın içindek sürücü tabutu götürürlerken bagajı kapatarak girişin yanına parketti aracı. Morgun kapısı açıkken yavaş yavaş ilerledim karanlıkta gözükmemeye çalışarak. Kapı kapanmamıştır diye umarken kapanmamış olması beni gülümsetirken göz ucuyla arabaya baktım. Bu taraftan beni görmesi imkânsız gibi gözükürken kafamı yavaş yavaş içeriye bakmak için uzattım. İki hasta bakıcının tabutu açtığını izlerken tabutun açılmasıyla büyük çaplı şoka uğramıştım. Aziri buradaydı, Aziri ve bomba tam hastahanenin içindeydi! Nefes alışverişlerim sıklaşırken Aziri'nin bakışlarını bana doğru çevirmesiyle duvara sindim hızla. Farketmemiş olmasını umarken içeriden gelen seslere odaklandım pür dikkat.
"Dışarısı sağlam demiştiniz değil mi?" O buz ses kulaklarımı doldururken kaşlarımı çattım, pislik herif bir kurşun uzağımdaydı resmen!
"Arka bahçenin ilaçlandığını söyledik kimse gelmeye cesaret edemez başkan." Bir ses cevaplandırırken soruyu neden arka tarafın daha az olduğunu şimdi anlamıştım. Kaşlarım çatılı bir şekilde kafamı içeriye doğru getirirken Aziri elindeki bombayla uğraşıyordu.
"Bana bakın bu bombayı hazırladıktan sonra kazan dairesine yerleştireceksiniz. Gerisi gelir zaten. hem eylem gerçekleşecek, hem de o timi eşek cennetine postalayacağım." Dediği anda iki hasta bakıcı kapıyı açarak uzaklaştı. Aziri'nin tek olduğunu gördüğüm anda belimdeki silahı çıkartıp tetiği çekerken karşısında belirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
ActionSiz hiç bir askerin iç dünyasını iliklere kadar hissettiniz mi? Hayattaki tek gayesi sizin attığınız her adımı daha rahat attırmaya uğraşmak olan bu vatan evlatları, İşak adındaki terör örgütüyle mücadele içerisine girer. Bölge bölge seçilen askerle...