Uzun bir aradan sonra yeni bir bölümle herkese merhaba! Sınav sonrası yeni yeni vakit buluyorum ve bir karar aldım gibi. Finale adım adım yaklaşıyoruz galiba. Bu bölüm de geçiş bölümlerinden olduğundan duygusallık ağırdı. Şimdiden hepinize iyi okumalar diliyorum!
Azra'
Damarlarımda kanla beraber taşınan bir duyguyu ilk kez bu kadar yoğun hissediyordum belki de. Korkuyu.. Sanki bütün dünya çekilmiş, korkuyla beni Funda'nın kanlar içindeki bedeni arasında hapsetmişti. Ve acıyı üçüncü kez iliklerime kadar hissediyordum. Öyle keskin bir duyguydu ki bunlar görünmez bir bıçak sanki defalarca kalbime saplanıyor ruhumu bedenimden ayırıyordu. Aldığım kurşun yaraları bunun yanında küçük bir sıyrığa bedeldi sanki. Kulağımda uğultudan başka net bir ses duyamıyordum. Kardeşimin kucağımdaki bedenine kilitlenmişti bakışlarım bir an olsun gözümden ayırmamak istercesine.
Kahverengi sırma gibi saçlarına kıyamadığım kardeşimdi o benim. Gül güzelim.. Ne hale getirmişlerdi onu böyle?
Gözlerimden düşen yaşla kendime gelmeye başlamıştım.
"Güçlü durdum biliyor musun? O şerefsizi güldürmedim, bu halde bile ona kafa tuttum. Ona ondan korkmadığımı gösterdim. Bunu bana sen öğrettin." Yorgun çıkardığı sesiyle devam etti.
"Sen bana ayaklarımın üzerinde durmam gerektiğini öğrettin, sen bana bir sürü şey öğrettin annem." Sesi kısılırken devam edip gözlerini kapattı son cümlesinden sonra.
"Teşekkür ederim."
Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Hayır.. Böyle gidemezdi, beni bu halde bir başıma bırakamazdı. Gözyaşlarımı umursamadan kucağıma aldım acının verdiği güçle. Kimseyi umursamıyordum. Buralarda mutlaka hastane tarzı bir yer olmalıydı. Mağaradan dışarı çıktığımızda arkamdan yaklaşan adım seslerinden birinin geldiğini anlayarak daha da hızlandım. Kolumdan tutulmasıyla bütün bedenim gevşeyerek yere diz çöktüğümde ağlamaya başlamıştım. Kucağımdaki kıza baktıkça sanki gözlerimin önünde bütün çocukluğum uçurum kenarından atlıyor gibiydi. Burak karşıma geçerek diğer kolumu da tuttu. Sıkması ona bakmamı sağlarken acı çekiyordum, ona da acıyla bakıyordum sadece.
"Azra." Dediğinde ses tonundaki acıyı hissetmiştim. Ama yinede bu duyguyu gizlemesi beni kendisine bir kez daha hayran etmişti. Gözlerimi kapattım.
"Bu kadar güçlü değilim Burak, bunu kaldıramam." Gözyaşım artarken devam ettim. "Bütün sevdiklerimi kaybettim-" gözüm Funda'ya kaymıştı istemeden. "Kardeşimi de kaybedersem yaşayamam." Burak diz çökerek tam karşıma geçti. Bir süre bir şey demeden kalsa da beklemediğim bir şekilde sarıldı bana. Öyle bir sarılıyordu ki sanki bütün yaralarıma merhem olmak istercesine.
"Kardeşini kurtaracağız, bunu ne pahasına olursa olsun yapacağız ama kendinde olman lazım." Burnumu çektim. "Sana ihtiyacımız var Azra. Kendine gel, bunu kardeşin için yap. Tamam mı?!" Son sorusunu bağırarak söylediğinde gözlerimi kapattım. Haklıydı Burak. Dik durmam lazımdı, kendimde olmam lazımdı ki kardeşime destek vermeliydim. Derin bir nefes alarak gözlerimi araladım. Burakla ayrıldığımızda Funda'yı kucağına alan Burak'tı. O sırada koşarak Ömer yanımıza geldi. Nefes nefese kalışı ve yüzündeki ifadeden bakılırsa iyi bir şey söylemeyeceği kesindi.
"Komutanım, Pusat komutanı uçurum kenarında bulduk." Demesiyle şaşırmıştım.
"Durumu nasıl?" Diye sordu Burak. "Serde başında ilk yardımı yaptı. Teröristin üstüne düştüğü için pek bir şeyi yok komutanım birkaç çizikle atlatmış." Nefes verdiğim anda rahatladığımı hissettim. Kötü şeyler duymaya hazır değildim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
AksiyonSiz hiç bir askerin iç dünyasını iliklere kadar hissettiniz mi? Hayattaki tek gayesi sizin attığınız her adımı daha rahat attırmaya uğraşmak olan bu vatan evlatları, İşak adındaki terör örgütüyle mücadele içerisine girer. Bölge bölge seçilen askerle...