37

2.1K 120 8
                                    

"Hastamız tam zamanında yetişmiş hastaneye."

Yavuz yarbay mutlulukla nefes verip gülümseyerek doktora baktı.

"Durumu nasıl doktor bey?"

Doktor da aynı samimiyetle karşılık verirken konuştu.

"Az önce uyandı, yalnız kurşun akciğer bölgesine geldiği için biraz nefes problemleri yaşayacak. Vereceğimiz ilaçlar ve tedaviyle geçecek şeyler tabi. O yüzden çok kafanıza takıp üzülmeyin."

Yavuz yarbayın yüzü biraz asılsa da ciddi yüz ifadesine geri dönmüştü. Az çok anlamıştım onu. O şerefsizler yüzünden yaşayacaktı o sıkıntıyı. Hangi baba çocuğunun üzerine taş değsin isterdi ki? Olsaydı bilirdim sanırım.. Sıkıntıyla iç çekerken aklımdan düşünceleri kovmak adına konuştum.

"Görebilir miyiz peki Hazal'ı?"

Doktor kafasını sallarken kapıyı açtı.

"Tabi fakat çok yormayalım lütfen."

Onaylayarak başta Yavuz yarbay olmak üzere içeriye girdik. Hazal bizi görünce gülümsese de bir anda öksürmesiyle etrafıma bakındım.

Bu kızların ne suçu vardı?

"Kızım benim."

"Babacığım."

Yavuz yarbay kızının elini tutarken şefkatle gülümsedi.

"Maşallah çok iyisin, bir şeyin kalmayacakta."

Hazal da gülümserken cevap verdi babasına yorgun sesiyle.

"K-kimin kızıyım ben."

Hepimiz gülümserken Hazal'ın bir anda yüzünün düşmesi gözümden kaçmamıştı. Zaten kısa süren sessizlik sonrası konuşması neden yüzünün düştüğünü anlamamı sağlamıştı bile.

"F-funda."

Kaşlarımı çattım.

"Hazal daha yeni uyandın. Sakin ol."

Kafasını olumsuz anlamda sallarken gözleri yaşardı.

"Onu." Derin bir nefes aldı gözlerini kapatıp. Nefes alışverişleri sıklaşırken huzursuzluk katsayım artıyordu.

"Onu kaçırdılar Azra. İyi şeyler yapmayacaklar, çok direndi. Savaştı onlarla." Gözünden bir damla düştüğünde elime telefonumu almıştım bile çoktan.

"Azra, siz kılıklı teröristti onlar. Biz çığlık duyunca Fundayla evi kontrol etmeye gittik. Ömer amca da vardı." Yutkunurken devam etti.

"Sonra içeride kırılma sesleri duyduk. İçeri girecekken başka adamlar aldı bizi."

Gözlerime bakarken kardeşimin şuanda neler yaşadığını düşünmek bile istemiyordum.

"Sonra, sonra hiç getirmediler onu bize. Bir adam ona kötü şeyler olacağını söyledi. Ne olur Azra, ona bir şey olmasın."

Dilimle dudaklarımı ıslattım. Allah'ım yarım saat önce kimliklerimiz soruşturmaya verilmişti. Funda ortalarda yoktu. Halkın güveni desen...

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. Ardından Nihat'a döndüm. Tam kalması için ağzımı açacaktım ki Yavuz yarbayın odada olduğunu hatırlayarak kendime geldim.

"Komutanım.."

Yavuz yarbay kafasını salladı.

"Timi toplayın Azra. Köye geri dönün. İşe yarar bir kaç şey bulursunuz belki."

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin