23

2.8K 187 6
                                    

Sınır koymuyorum bu sefer ama oylarımız düşmüş gözüküyor. Beğenmediğiniz yerler mi var? Her türlü yorumlarınıza açığım fakat şunu da belirtmek isterim. Ben objektif düşünerek her iki tarafı da zorlu kılıyorum. Okuyan gözleriniz, oy veren elleriniz dert görmesin. İyi okumalar💕


Büyülü anın birden bozulmasının tek bir sebebi vardı. Nihat'ın telefonunun sesi iki gencin de kulağını doldururken yaklaşamadan ayrıldılar birbirlerinden. Hazal bir an az önce dediklerini yeni idrak edebilmiş gibi suratı yanmaya başlarken aynı şey Nihat için de geçerliydi. Nihat telefonu elinr alırken arayanın kim olduğuna baktı. Azra'dan olduğunu görünce boğazını temizleyip açtı daha fazla bekletmeden komutanını.

"Efendim komutanım?"

Azra hattın diğer ucundan sert sesiyle konuştu.

"Sınır operasyonu için çıkmak üzereyiz, acil durum. Karargahta bekleniyorsun asker."

Kaşlarını çattı bir süre Nihat ve düşünmeden konuştu.

"Beş dakikaya oradayım komutanım!"

Telefonu kapatıp Hazal'ın yüzüne bakarken konuştu.

"Operasyona çıkıyoruz, gitmem lazım."

Kaşlarını indirdi Hazal.

"Dikkat et olur mu?"

Şefkatle gülümsedi Nihat ardından kafasını sallarken arkasını dönüp karargaha doğru yürümeye başladı.

O sırada hazır olan askerler son kez mühimmatlarını kontrol ediyordu. İçeriye Nihat hazır bir şekilde girerken selam verdi askerlere. Ardından Azra'nın yanına doğru giderken konuştu.

"Komutanım durum ne?"

Azra az ileride olan Naci'yi gösterdi.

"Naci'nin karısı ve çocuğu ellerinde Nihat."

Nihat şaşkınlıkla gözlerini aralarken büyük bir ciddiyetle cevap verdi.

"Ne istiyorlar bunlar komutanım?"

Derin bir nefes aldı.

"Timin terhisini."

Nihat iyice sinir olurken bu sıralar hedeflerinin kendileri olduğunu düşündü. Önce Azra ve Burak'a yapılan saldırı, şimdi bu..

"Hazırsanız çıkalım arkadaşlar."

Silahının dürbünüyle etrafı inceliyordu Burakve Azra. Depo küçüktü ama içerideki insan sayısını bilemediklerinden Burak Azra'ya döndü.

"İçeridekileri de dışarıya çıkartmamız lazım."

Azra dürbünün üzerinden konuştu.

"Silah sesini duydukları anda geleceklerdir."

Deponun önündeki küçük kamyonet dikkatini çekti Azra'nın. Bir kaç adam kapağın yanında durmuş bir şeyker yapıyor, şoförü de içeride arkadakileri izliyordu.

"Bu araç ne ayak ya?" Diye fısıldarken aracın hareketlenip yola çıkmasıyla bir süre izlediler gidişini. Arabanın gidişiyle bir telefon görüşmesi yapan terörist iyice işkillenmesine sebep olmuştu Azra'nın. Ardından daha fazla beklemenin aleyhlerine olduğunu düşünen Burak arkasındaki görev arkadaşlarına döndü.

"İki ayrı koldan iki grubu da çökertiyoruz. Kayıp istemiyorum."

Azra silahı bırakıp ciddiyetle askerlerine baktı.

"Hakan, Nihat, Yavuz." Başıyla işaret verirken Azra ve grubu ayrılmıştı bile gözden. Burak'ta kalanlar ile birlikte diğer koldan yürürken karanlık olmanın avantajıyla daha hızlı davranıyorlardı.

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin