43

2.3K 122 7
                                    

Yaklaşık 3000 kelime! Uzun süredir yazdığım en güzel bölümlerden birisiydi diyebileceğim bir bölümdü. Umarım sizde beğenir ve tabiki birazcıkta yorum atarsınız😂 sizleri çok seviyorum keyifli okumalaarr!











Genç kız küçük dilini yutacaktı şaşkınlıktan. Kendisini biyük korkusuzlukla kurtaran askeri bırakıp gitmek istemediği için bir köşede saklanıp bütün her şeyi izlemişti. Askerin yaralandığını gördüğü anda çığlık atmamak için bütün gücüyle ağzını kapsttı iki eliyle. Adamlar iki kişi kalmıştı ve askeri öldürmeye ant içmiş gibi akbaba gibi dikiliyorlardı başında. Bayılmış olan askerin kafasına silah doğrulttuğunu görünce dayanamadı genç kız. Gözlerini kapstarak derin bir nefes aldı. Can borcu olan adamın ölümünü izleyemezdi. Kendisine en yakın olan leşin yanına koştu bitün hızıyla. Elindeki silahı çekiştirip alırken bir derin nefes daha aldı. Önce silah doğrultan adama ateş etti düşünmeden. Başkanının kanlar içinde yere yığıldığını gören terörist şaşkınlıkla arkasına dönerken daha kızı seçemeden tam kafasından aldığı kurşunla çoktan can vermişti bile. Bağırarak elindeki silahı fırlatırken askerin yanına koştu gözleri dolu dolu. Kanlar içindeki Pusat"ı görmesiyle gözleri daha çok dolarken yarasına baktı hemen. Sol omzundan almıştı yarayı, durumu ağırdı genç adamın. Sürüyerek ağaca yaslarken üniformasının düğmelerini açtı hızla.

"Ne olur dayan asker, ne olur dayan." Diye sayıklıyordu bir yandan. Cebinden çıkarttığı bezi açtığı yaraya bastırdı. Genç kızın eli de kana bulanmışken bunu düşünmeyerek bezi yaraya bastırıyordu pıhtı oluşması için. O anki basınçla yüzünü buruşturarak bilinci açılmıştı Pusat'ın. Gözleri açılırken görüşü bir o kadar da bulanıktı. Karşısında bir silüet görüyordu ama seçemiyordu. Genç kız askerin uyandığını görünce güven veren ama bir o kadar da endişeli olan sesiyle konuştu.

"Biraz daha dayan, lütfen biraz daha dayan."

Gözleri yeniden kapanırken genç kız ayağa kalktı hızla. Böyle olmayacak diye düşünürken yakın olan köyüne gitmeleri gerektiğini düşündü. Askeri taşıyamayacak olması kaşlarını gittikçe çatarken derin bir nefes aldı. Nazik bir çekilde belinden tutmaya çalıştı. Elindeki olanaklarla biraz canı acıyacaktı ama başka türlü burada ölüp gidecekti gözlerinin önünde. Buna dayanamazdı genç kız.

Orman içindeki grupla sıcak temasa girilmişti çoktan. Yuhi kendisi dahil nöbetin olacağı karargaha ilerlerken iki aracın hazırlandığını gördü. Gülümsedi keyifle.

"Salaklar." Diye düşündü. Onlar ormanın içinde boğuşurken, tepeye nöbet bıraktığı askerleri de diğer gruplarıyla oyalanırken nöbeti yapacaklarını sanmışlardı ama kendisini unutmuşlardı. Yuhi unutmazdı. O arabaları yerin dibine gömecek, o gözü gibi baktıkları planları alacak ve Türkiye'lerini başlarına geçirecekti.

Naci'nin ve Nihat'ın olduğu gruba ikişer grup saldırırken sayılarının kalabalık olmasını hesaba kattıklarından çok şaşırmasalar da adamların bu kadar iyi olabileceklerine şaşırmışlardı.

"Savuna 7, savunma 3 durum nedir?"

"Savunma 3, sıcak temastayız. Adamları buraya gömeceğiz komutanım." Dedi Nihat nefes nefese kalmış sesiyle.

"Savunma 5?"

"O planlara gözlerinin ucuyla bile bakamayacaklar komutanım." Dedi Ömer de bütün ciddiyetiyle.

Gülümsedi Naci.

"Komutanım bu şerefsizlerde iyi çalışmış dersine."

Ateş ederken kaşlarını çattı Naci.

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin