40

2K 121 7
                                    

Bir hafta sonra

Funda bir haftanın sonunda nihayet gözlerini açabilmişti. Uzun süre gözleri kapalı olduğundan çok net göremesede silüetlerden başında insanların durduğunu görebiliyordu. Gözlerini kırpıştırdı birkaç kez, anlatacak çok şeyi vardı. O sırada yanıbaşında duran Azra kardeşinin uyandığını görmüş, uykulu hali yerini tatlı heyecana bırakırken oturduğu sandalyesini hızla Funda'nın yatağının yanına çekerek gülümsemeye başladı.

"Kardeşim." Dedi fısıltının arasına serptiği tatlı mutlulukla.

Görüşü yavaşça netleşmeye başlasa da net duyduğu tek bir sese odaklandı.

"Azra." Diye cevap verdi çatallaşmış sesiyle. Azra sevinçle kardeşinin elini sıkarken bütün varlığını hissetsin istemişti.

"Geçti, geçti arkadaşım." Bakışları genç kızı bulurken aklına mağaradaki kanlar içindeki hali gelince gözleri doldu Azra'nın.

"Sen de bırakıp gideceksin diye o kadar korktum ki!" Diye sitem ederken Funda gülümsedi.

"Seninle aynı ekmeği paylaştık biz, kolay kolay vazgeçmem bilirsin." Bu cevabına karşılık gülümserken omzuna dokunuşuyla vuruyor gibi yaparken konuştu.

"Eşek, hele bir git zaten gösteririm sana." O sırada kapı açıldı. En önde Hakan, ardından yavaşça bütün tim içeriye girerken Funda mutlulukla gülümsedi. İyi ki bu timi tanıdım diye düşündü kendiliğine. Önceden kimsesi yokken şuanda hastanede başında bir sürü kardeşi olmuştu. Bu çok güzel bir histi Funda için. Mardin'e geldiğinden beri kimsesiz hissetmiyordu. Yuhi'nin elindeyken bile onların varlığı tutunmasına sebep olmuştu.

"Sonunda be!" Diye neşeyle konuştu Nihat. "Çok korkuttun bizi Funda." Diye devam ederken olduğu yerde oturmaya çalışacaktı ki karnında bir an oluşan ağır acıyla yüzünü buruşturdu.

"Daha bir süre yatacaksın." Diye uyaran sesiyle Funda'nın oturmasını engelledi Hakan. Hakan'ın sesiyle içinde tarif edemediği duygular baş gösterirken bakışlarını duvara sabitledi.

"İlk yapmaya çalıştığım işi elime yüzüme bulaştırdım." Dedi hüzünle. O sırada Azra atladı lafa.

"Hayır." Dedi ve devam etti. "Sayende oradaki bütün herkes direnmeyi öğrendi." Derken Funda'nın bakışları Azra'ya kaydı.

"Bütün köy halkı sizin umutla onlara sarıldığınıza öyle minnettar ki, sosyal tesisi bile yeni gibi yaptılar. Bütün inançları yeniden yeşerdi." Diyerek Azra'dan devraldı sözcükleri Burak. Funda gözünün parladığını hissetti br an.

"Gerçekten mi?"

Mutlulukla gülümsedi hepsi. Ama Funda timi sivil kıyafetle görünce şaşırmıştı. Ne zamandır hatta neredeyse hiç toplu sivil görmemişti hiçbirini.

"Siz neden üniforma giymiyorsunuz?" Bu sorusuyla beraber Azra'nın bakışları Burak'a döndü. Ne diyeceğini bilememişti. Burak derin bir nefes alırken soruşturmayı nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.

"Bu köy operasyonundan sonra bütün tim soruşturmaya tabii tutuldu." Aynı ciddiyetle Azra devam etti. "Yanisi bizim formaların benzerini çıkartmış şerefsizler. Bölge köydeki saldırıyı yapanların bizim tim olduğuna inanmış durumda. Tabi adaletin karşısında boynumuz kıldan ince." Derken üstünü gösteriyordu. Funda hayretle dinlemişti olanları.

Kaşlarımı indirip kötü kötü ona bakarken iğrenç bir şekilde gülümsedi. Dışarıdan bağırış sesleri duyarken Hazal ve amcanın da alındığını anlamıştım. Karşımdaki dağ ayısı bu şekilde giyinmişse bir terslik vardı kesinlikle.

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin