16

4K 200 8
                                    

Aksiyon içinde #58!

Okuyan ve oy veren ellerinizden gözlerinizden öperim. Açıklama yapmadan önce bayramınızı kutlarım canım okuyucularım! Bayram dolayısıyla bölümü geç attığımın farkındayım bunun için uzun bir bölüm atmayı düşünerek 2152 kelimelik bir bölüm yazdım. Umarım severek okursunuz. Sizi çok seviyorum💕

Sınır +6 vote +2 yorum.

İyi okumalar💕



Tek tek dizilmiş vatan evlatları,
Görünüşleri gibi yürekleri de dinç,
Temiz mi temiz askerler.

"Hedef sağda." Nihat'ın uyarısına kalmadan Hakan'ın hedefi tam on ikiden vurmasıyla gülümsedi Burak komutan. Kendinden emin bir şekilde dikleştirerek kafasını düşündü. Bu tim farklıydı, her anlamda. Kendisine yeni bir sayfa açtığı gibi huzur dolu arkadaşlıklar kurmuş, vatan sevgisiyle dolup taşan yürekleri tanıma fırsatına kavuşmuştu. Bu timin eğitime ihtiyacı yoktu, her biri zaten kendini hazır etmişti ki. O sırada Azra girdi içeriye. Burak üstteğmeni gülümserken görünce gülümseyerek yanına geldi. Nadiren gülümserken görürdü Burak'ı, o yüzden de şaşkındı.

"Neler oluyor?" Diye sorduğunda Azra'nın geldiğini ancak farkeden Burak monitörden başını çevirmeden konuştu.

"Allah bu timdeki askerleri ve onlar gibi milyonlarca askerimizi ülkenin başından eksik etmesin." Dediği an merakla monitöre baktı Azra. Timin eğitimini izlediğini görürken gülümsedi. Nihat dışındaki tüm askerleri daha yeni tanıyor olsa bile anlamıştı bile hepsinin gözü kara olduğunu. Derin bir nefes alarak, dikleşti yerinde.

"Amin üstteğmenim, amin." Derken devam etti. "Etmesin de, ülkede askerlik bir durum olmasın diye dua etmemiz gerekmez mi?"

Haklıydı Azra. Askerlerimiz ve polislerimiz sayesinde huzurla uyuyorduk, en önemlisi yaşıyorduk. Ama olaylar olmadan, askeri polisi devreye sokmadan yaşamak daha hoş olmaz mıydı? Ülkedeki huzur bozulmasa, insanlar birbiriyle gülerek anlaşsa daha iyi olmaz mıydı?

"İmkansızı sevmem ama sence de imkansızı istemek olmaz mı bu?"

Burak üstteğmen de haklıydı. Ne olursa olsun illa ki bir kişi bile olsa o düzeni bozmak için yaşardı. Buna rağmen Türk'tük biz. Nerede olursak olalım, ne yapıyor olursak olalım birdik ve tektik. Allah birliğimizi bozdurmasın!

Hiçbir şey yapmadan iki asker ekran başında emri altında olan askerlerinin hareketlerini izledi yarım saate yakın bir süre boyunca. Azra izlerken arada Nihat'a takılı kalıyordu bakışları. Sebebi basitti, dalgındı bir şeye. Kafasını oraya koymuştu anlaşılan ki bir ara hedefe doğru yürüyüvermişti farketmeden. Düşündü içinden, konuşmalıydı en kısa süre içerisinde onunla.

Azra'

Eğitim biterken Burak ve ben eğitimden çıkan askerleri selamlarken tim dinlenmek üzere dağılmaya başladı teker teker. Nihat'ı gözüme kestirdiğimde yanına doğru ilerledim giderken. Nihat'ın beni farketmemesi kaşlarımı iyice çatmama sebep olurken beni farketmesi adına boğazımı temizledim. Ancak kendine gelirken beni beklemiyor olacak ki şaşırmıştı.

"Teğmenim?"

"Neyin var Nihat?" Diye pat diye düşündüklerimi söylerken kaşlarını çattı. Ardından çatık kaşları yerini alayla gülümsemeye bırakırken konuştu.

"Bunu nereden çıkarttınız komutanım, iyiyim ben?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Eğitimde aksaklıkları farkettim, önemli olan bu değil. Gözlerinin içindeki parıltı yok oluyor." Burukça ona baktım. "En değerli askerimin ışıltısı olmazsa tim neyle parlayacak?"

Vatan UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin