İstek üzerine atılan bölümdür sösööfdşfşfş
Sınır +5 vote +2 yorum
İyi okumalar💕
"Allah seni kahretsin!" Diye bağırdı Hakan elindeki bombayla. Bir anda Burak'ın bombayı alıp koşmaya başlamasıyla öylece ağzım açık kalakalarak bağırdım.
"Ne yapıyorsun?"
Peşinden koşmaya başlarken yarbayın da bağırmasıyla koşmaya başladı o da. İntihardı bu, nasıl böyle bir şey yapabilirdi?! Bir anda çevremde hissetiğim patlama sesiyle olduğum yerde çakıldım kaldım. Etrafıma bakındım hemen. Nerede patlamıştı o şey? Burak daha kendini iyileştirmedin, nasıl bombayı alıp gittin?! Bizimkilerin bir yerde toplandığını gördüğümde koşarak oraya doğru gittim.
"Burak!"
Açık olan kapıdan bakan askerlerin arasından dalarak içeriye girdiğimde gördüğüm şeyle kalakaldım. Burak ahırın tahta direğine yaslanmış gözleri kapalı öylece duruyordu. Nefes nefese kalmışken zorla gülümsedim. Ölmemişti, kurtarabilmişti demek kendisini. Bomba patladıysa neden bir şey olmadı diye düşünürken ters dönmüş etrafı kumlarla kapatılmış varile baktım. Bizimkiler varili kapatırken yavaş yavaş Burak'ın yanına gelerek yere bıraktım kendimi.
"Bunu neden yaptın?"
Yavaş yavaş gözlerini açıp bana döndü. Karanlık boş bakışları benimkileri delip geçerken konuştu.
"Sen olsan yapmaz mıydın?"
Düşünmeden cevap verdim.
"Yapardım." Gülümsedi, gülümsedim. Bizim kaybedecek bir şeyimiz yoktu ki. Vatan için, bir tek insan için, onlarca, yüzlerce, binlerce insan için düşünmeden canımızı ortaya koyardık. Burak'ın yaptığı gibi mesela. Çok şükür kimsenin burnu kanamadan bundan da kurtulmuştuk.
Karargaha döndüğümüzde Nihat'ı ve Hazal'ı görmemle kaşlaarımı kaldırdım. İkisi de telaşla yanımıza gelirken Hazal Yavuz yarbaya sarıldı.
"İyisin değil mi babacığım?"
Yabuz yarbay gülümsedi.
"İyiyim kızım, iyiyim çok şükür." Nihat'a döndü bakışları. "Tam vaktinde buldun yeri, helal olsun evladım."
Nihat macup bir şekilde gülümseyip kafasını eğdi.
"Ne demek komutanım, vazifemiz bu."
Gülümsedim, arkada elleri kelepçeli gelen Mesut'a bakarken gülümsemem soldu yüzümde.
"Ağır sorguya çekilsin bu aşağılık." Yabuz yarbay da kafasını sallarken daireme çıkıp kendimi koltuğa attım. Masanın üzerinde duran fotoğrafı elime alıp gülümsedim.
"Bak bu fotoğrafı çekeceğim biliyorsun değil mi?" Gülüşünü sevdiğim, yine gülüşüyle beni büyülerken yanına geldim.
"Böyle bir gülüşü ölümsüzleştirmem lazım." Deyip kamerayı ayarlarken geçtik. Süre dolmadan Doğan'a baktım.
"Ama bana güldüğün gibi gülme kameraya, kıskanırım."
"Zaten senden başkasına öyle gülemem ki sevgilim." Deyip alnıma sıcacık öpüşünden bıraktı. İkimiz de gülümserken kameranın çekmesiyle çerçeveleteceğim o güzel fotoğraf çıkmıştı ortaya.
Nasıl da özlemiştim! Yine gelse, yine gülse, yine sarılsam ona sımsıkı. Artık bunlar imkansızı istemekti benim için. Kapı çalmasıyla fotoğrafı masaya koyarak kapıya yöneldim. Karşımda karanlık bakışları görünce gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Uğruna
ActionSiz hiç bir askerin iç dünyasını iliklere kadar hissettiniz mi? Hayattaki tek gayesi sizin attığınız her adımı daha rahat attırmaya uğraşmak olan bu vatan evlatları, İşak adındaki terör örgütüyle mücadele içerisine girer. Bölge bölge seçilen askerle...