Aras / 6

5.7K 335 54
                                    

Aslında Aras için başka bölüm paylaşmayı düşünmüyordum. Çünkü Aras bölümleri muhtemelen daha önce de söylediğim veya bölüm sayılarından belli olduğu gibi benim için tam olarak hikayeye dahil değil. Sadece onun da belki biraz daha iyi anlaşılabilmesi için, özel bölüm gibi bir şey onun konuştuğu kısımlar. Ama annesiyle ilgili kısımları öğrendiği sahneleri Aras'ın anlatması daha mantıklı ve doğru geldi bana. O yüzden daha önce yazmadığım o kısımları yazmak istiyorum. Hazır Aras'tan bölüm yazacakken bunları da paylaşmak daha doğru geldi. Zaten öncesinde yazmış olduğum kısımlar çoğu, sadece birkaç farklı sahne ekleyeceğim. Ama yeni sahneler tamamen havada kalmasın, bu şimdi nereden çıktı gibi duygu ve düşüncelere neden olmasın diye tamamını paylaşacağım.

Biraz geriden başlıyor. Yani Katre'de kaldığımız yerle aynı zaman değil daha öncesi. Müzikalden de önce. Ama kesinlikle çok daha hızlı ilerliyor. Birkaç bölümde Katre'yi bile geçecek. (: 

Rafları dolduran eski metinlerin öngördüğü gibi, sonunda her şey geldiği yere geri dönmeye başlıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rafları dolduran eski metinlerin öngördüğü gibi, sonunda her şey geldiği yere geri dönmeye başlıyordu.

Paulo Coelho


Zaman diyordu birileri. Ah ki zaman! Nasıl herkese ayrı geliyorsa süresi, hepimiz için de farklı etkideydi bitiriciliği. Ya da yeniden başlamasına tekabül ediyordu hiç bitmemiş şeylerin. Hayat her şeyden öte bambaşka görüntülerle üzerime yüklenirken zihnim durmadan bulanıklaşıyordu. Bir yerlerde nefes dahi almadan konuşanlar vardı lehimizde yahut aleyhimizde. Yine de her insan daima duymak istediklerini ayıklıyor olmalıydı aralarından. Diğerlerine kulak tıkıyordu. Görmek istediklerini görüyor ötekilere aldırmıyordu. Kendini bir boşluğa bırakmaya niyetliyse, buna tamamen karar verdiyse hiçbir mantıklı açıklamaya gerek duymuyordu. Anlamıyordu. Dinlemiyordu bile.

Durmadan, yıllarca öyle yaşamış olduğum için biliyordum. Biliyordum ki elimizde tuttuklarımızdı hayat. Ötede kalan her şey el oluyordu. Avuçlarımızın içinden kayan her şey yabancı oluyordu. Öyle kalıyordu. Tutmak giderek daha zordu. Biliyordum ki sevmek bambaşka surette can bulurdu tenimizde. Sevmek ki dünyanın hiçbir sıfatına sığmazdı, anlatılmazdı. Yollar geçiyor, yıllar yitiyordu. Duyuyordum içimde, kendime sakladığım dualarımın tınısını. Varlığım bana uzak kalıyordu. Katre durmadan aynı ritimle etrafımda, içimde dönüp duruyordu. Aynı melodi duvarlarıma çarpıyordu. Müzik derimi yırtıp çıkıyordu. Tüm patikalar ona ulaşıyordu durmadan. Olmadığı her yer eksik kalıyordu. Dünler diyordum hatırama düştükçe, dünlerde olmadığı zamanları hatırlıyordum. Bulanan her suda yüzü beliriyordu. Her parça onunla tamamlanıyordu.

Kaybolan zamana, yitirilen anlara kor alevler vuruyordu. Öyle ki koca bir nehir dahi söndüremezdi ateşini. Bir ömür az gelirdi varlığının koruna. Ben baktığım her yerde onu görürken gidiyordu. Arkasına bakmadan ardı yapıyordu beni. İçime tanımadığım sıkıntılar çöreklenir oluyordu. Öncesinde sürekli ondan kaçarken, kaçtığımı dahi daha yeni fark etmişken hem de, şimdi onun benden kaçıyor olması ise anlamsızca kalbimi kırıyordu. Yapacak bir şeyim olmaması bağlıyordu ellerimi.

Yasemin KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin