Buraya umutlu günler koydum.
Şimdilik uzak gibi görünüyor,
ama kimbilir,
birazdan uzanıp dokunursun.Birhan Keskin
Ruhumdan yükselen uçurtma gökte öylece asılı kalmışken bir kuş gelip kanadıyla vurdu. Yükselen kuşlar çığlık atarak üzerimizden geçerken gözlerime yaş doldu. Hayatımın üzerinde her daim imkansız kuşlar uçmuştu doğru, ama bu kez, bu defa göğsümü yırtıyordu.
Kanadını çarptığı uçurtma dallara takıldı. İçimde bir yer usulca kırılıp parçalandı. Bu imkansızlık yetmiyormuş gibi bütün kuşlar hızla kanat çırparak havalandı. Bir rüyadan sertçe koparılır gibi geri çekildim. Kalbim kaburgalarıma şiddetle yüklenip nefesimi kesiyordu. Ilık rüzgar saçlarımı yüzüme döktü. Elimi uzatıp geri itsem onu görürdüm. Onu görsem muhakkak ki ölürdüm. İçine sıkıştığımız büyü tenimizin üzerinden kayıp gitti. Bahçe eski bahçe, ev eski ev oldu yeniden. Bir masal diyarına sıkışmıştık sanki o kısacık dilimde, sonra bir kanat çırpışıyla masalımızdan koparılmıştık. En azından ben kendi masalımın içine sıkışıp kalmıştım.
Sanki onsuz olmaya katlanamıyormuşum ve o da bunu hissediyormuş gibi bana doğru kısa bir adım attı. Avcumu kaldırıp göğsüne dayadım. Kalbi avcumun altında deli bir vuruşla çırpınıyordu. Öyle ki kalbinin atışını içimde hissediyordum. O titreyişle ve o atışla gözyaşlarım kirpiklerimin dibine doldu. Aras elini bana doğru uzattı. Eli anbean yüzüme yaklaşırken nefesimi tutup bekledim. Yavaşça saçlarımı düzeltti. Saçlarımın parmaklarından dökülüşünü izledim. Ruhum ayaklarımın dibine dökülüyordu ama o görmüyordu. Hiç görmüyordu. Bedenimi tamamen yakan bir damla yüzümde hızla kaydı. Yüzüne, gözlerine baktım. Bir daha ona ne zaman bakacaktım? Tüm varlığımı kenarından tutuşturmuştu. Ben zaten yeterince yanmamış mıydım? Bir şey söylemek istedim. Ona bu kıyım, bu işkence neden diye sormak istedim. Ne yaptığını bilmediğin yollarda neden yürüyorsun? İdare ediyordum. Böyle yaşamaya alışmıştım. Neden daha fazlasının olacağına dair umut etmeme izin veriyorsun? Beni daha yüksekten atmak için mi? En yukardan düşüp kesin parçalanayım diye mi? Niçin?
Ona, kendime ve bu şeye dayanamayarak silkindim. İçimde koyu bir isyan yükseldi. Onu orada, öylece, kıyımının ve kıyametinin, benim tek masalımın ortasında bırakıp içeri girdim.
Daha fazlasına gücüm yetmeyerek salondaki koltuğa çöküverdim. Başımı avuçlarımın arasına sıkıştırdım sertçe. Neyi neden yaptığını bile anlayamıyordum. Bu kadar mı üzülmüştü? İnsan böyle teselli edilir miydi? Beni böyle kırması günah değil miydi? Evi üstüme yıkar gibi gelen seslerle kendime geldim. Nerede olduğumun farkında değilmiş gibi etrafıma bakındım. Kapının önünden gelen seslerle ayağa kalktım hemen. Ben burada ne kadar oturmuştum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasemin Kokusu
RomanceHep onu sevdim. Ama kabul etmem gereken tek gerçek vardı; Aras başkasının vahasıydı. Onda hüküm süren, onda çiçek açacak olan başkasıydı. Aras bana çiçek açtıramazdı, Aras ruhumun çölünü yeşile bürümekten uzaktı. Çünkü o bütün suyunu, tüm havasını t...