Her şeyi içine atarsında..
Kendini atacak yer bulamazsınHayat, kimi zaman hileli oyunlar oynamaya o kadar bayılır ki onun elinde onlarca piyonlar, kaleler, filler, atlar ve geziler vardır sanada sadece bir iki tane piyon verir 'hadi oyna bakalım' der sen çaresizce bir şeyler yaptıkça o kahkahalar atar tam umutsuzca 'kazandım!' Dersin ama bir anda 'ŞAH-MAT' dediğinde olduğun yerde kalakalırsın...
sabahleyin ne kadar zor olsa da uyanmıştım 4 saatlik uyku insanı nasıl ayakta tutabiliyorsa beni de öyle tutuyordu..
Derin nefes alıp banyoya girdim. tembel bir şekilde işlerimi bitirdim. bugün yüzük bakıcaktık hiç istemediğim bir evliliğe ilk adım atacaktım...
Yorgun bir şekilde önce gardolabıma baktım. tozpembe bir gömlek altına da uzun bir beyaz sade etek alıp giydim. aynadan tipime baktım.
Yok ben bu tipi düzeltemem ki düzeltmek için uğraşmak istemiyordum zaten...
Hızla saçımı at kuyruğu yapıp odayı topladım. aşağı indiğimde Asaf'ın gelmiş olduğunu gördüm arkası bana dönüktü geniş sırtından dolayı bakışlarımı çektim Allah vardı adam aşırı yakışıklıydı ama bu şekilde olmasaydı ona kesin aşık olurdum. Babam yüzünden onu sevemiycektim belkide...
sızlayan burnumun direğiyle yutkundum 'düşünme Zeynep.. düşünme...'
selam vermeden mutfağa girdim. Bir bardak su doldurup hızla kafama diktim şuan küçük bir çocuk gibi ağlamak istiyordum. Derin nefes alıp yukarı baktım aşağı inmeye çalışan yaşlarımı geri göndermek için. Asaf, birden arkadan seslendi "kahvaltı etme bence." dediğini duyunca kaşlarımı yukarı kaldırdım. Oflayıp o görmese bile kafamı salladım
Birden mutfağa gelen anneme dolu gözlerimle baktım o da gülümseyip "üzülme kuzum!" Dedi fısıltıyla.
Demek basitti be annem zor olan yapmaktı. Onun gibi zoraki bir şekilde gülümseyip hızla anneme sarıldım.Kokusunu derince içime çektim. Canım annem kızı olmama rağmen sanki üzerimde hiç hakkı yok gibi yabancıydı. Babannem yüzünden hep annemden uzak kalmıştık aynı evde olmamıza rağmen... Annem ne kadar ondan nefret etse de hiç sesini çıkarmaz yaşlı deyip hep susardı.
O mendebur koca karı evlatlarını ona ne kadar düşman yapmaya çalışsada çok şükür üçümüzde annemize asla kin beslemedik. Ama babam için aynısını diyemem ne kadar anneme aşık olsada hep annesine inandı.
Gözlerimi kapatıp akmaya çalışan yaşlarımı engelledim.
Daha fazla düşünmemek için hızla annemi öpüp çıktım. Askılıktan çantamla montumu alıp benden önce çıkan Asaf'ın yanına gittim. Asaf, arabasına yaşlanmış gelmemi bekliyordu. Geldiğimi görünce arkamda duran anneme kısa bir baş selamı verip arabanın kilidini açtı. son kez anneme bakıp tekrar önüme dönüp arabaya doğru ilerledim şoför koltuğunun yanındaki kapıyı açıp hemen yerime yerleşip kemerimi taktım.
oda yanıma binip kemerini takınca arabayı sürmeye başladı. Yol boyunca hiç konuşmadım.
Ben zaten aşka inanmam. Ama ne biliyim 'al bu senin beşik kertmen.' deyip karşıma hiç bilmediğim bir adamı çıkarıncada istem dışı olmadan çekindim. korktum. Bu benim suçum değildi kim olsa hemen kabul edemezdi ve ben hâlâ bir çıkış yolu arıyorum.
Birden araba ani fren yapınca son dakikada kemer sayesinde kurtuldum. bana endişeyle bakan Asaf'a "iyiyim." deyip geldiğimiz yere baktım. Çarşıya gelmiştik. Ne ara geldik bilmiyorum etrafa iyice baktım buraya hayrandım.
![](https://img.wattpad.com/cover/117882323-288-k928931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMERA FERAM ☑
Подростковая литература▪︎TAMAMLANDI▪︎ Mutluluk neydi? Yani gerçek mutluluk? Baba sevgisi, aile sıcaklığı? Peki size bir soru. Size hiç kendi hayatınız için söz hakkı verildi mi? İşte bana verilmedi. Benim kaderimi onlar çizdi ve beni bir avuç sevgiyle uğurladılar yaşadığı...