Asaf'tan
Gözlerimi açtığımda koltukta uyuya kaldığımı fark ettim.Etrafımı tanımlamaya çalışırken gözlerim Zeynep'e kaydı. Uzun kumral saçları yastığa dağılmıştı, tenı her zamankinden daha beyazlaşmıştı.
Ama bu haliyle bir meleğe benzediği inkar edilmezdi.
Kafamı çevirdiğimde çocukların beşikte yattığını görünce koltuktan kalktım hafif tutulan belimi umursamadan beşiğin yanına gittim.
kızım yatakta mışıl mışıl uyuyordu elimin tersiyle hafifçe yanağını okşadım. Küçük olduğu için kime benzediği belli değildi ama zeynepe benzemesini istiyordum.
Bakışlarım bu sefer oğluma kaydığında yutkundum.
Gözlerimin dolmasına engel olamadım yumruğumu sıkıp derin nefes aldım.
Kalbimdeki sancıyla nasıl baş edicektim? Zeynep, bunu öğrenince napıcaktım. Onun o hali gözlerimin önüne geldikçe nefesimde bir sıkışıklık oluyor.
Yatakta masumca yatan oğluma baktım. Yumruk yaptığı elini hafifçe okşadım "bu yaşta bu sınav yakışmadı be oğlum." kafamı eğip hafifçe kokusunu içime çektim.
"baban izin vermiycek ne yıkılmana ne de yenilmene sen MİRAÇ ADAR'sın sen benim oğlumsun" kafamı kaldırdığımda kızımın uyandığını gördüm.Yüzünü ekşittiğini fark edince kaşlarımı çattım tam ağzımı açacakken aniden siren sesine benzeyen ciyaklamayla geri çekildim.
Arkadan "Asaf." diyen Zeyneple yüzümü buruşturup "bu ağlıyor." dedim.
Zeynep, şaşırmış gibi yapıp "ciddi misin Asaf, saçmalamayı bırak ve kızımı getir şimdi oğlumda uyanıcak." dedi.
Kaşlarımı çatıp "ben mi alıcam kucağıma?" deyip kendimi işaret ettim. Zeynep göz devirip "ben kalkamiycağıma göre." deyip kaşlarıyla beşiği gösterdi "hadi." deyip kendini dik bir konuma getirdi.
Bir çocuklara bir kendime baktım yok olmazdı tekrar Zeynep 'e bakıp "ya düşerse." dedim. Zeynep oflayıp "hiç egemeni bebekken almadın mı ya" dedi sızlanarak.
Kafamı olumsuz anlamda salladım "o mikrop kapar diye hep küvezde kaldı" dedim.
Zeynep pişmanlıkla "miniğim benim ya." dedi.
Tam konuşacakken bu sefer başka bir ciyaklama sesi geldi.
Yüzümü buruşturup zeynep'e baktım. Zeynep kaşlarını çatıp "asaf! Çocuk mahfoldu ağlamaktan hadi bak oğluşumda uyandı." dedi sinirle.
Oflayıp beşiğe gittim.
Kendimi konumlamaya çalışırken zeynep oflayıp "bir elini başına bir elini ayaklarının altına" dedi.
Dediklerini yaptığımda bir an korkudan düşürüceğimi sandım.
Kızımı kucağıma aldığımda sustuğunu fark ettim. Göğsümü kabartarak "bak babasının kızı işte." dedim sırıtarak.
Zeynep kollarını açıp " hadi aç o" dedi.
Menese'yi kucağına bırakıp bu sefer ağlayan oğlumu kucağıma aldım. Onunda susmasını beklerken daha fazla ağlamasıyla kaşlarımı çatıp "ee bu susmadı." dedim.
Zeynep sırıtınca.
Sinirle "anası kılıklı." deyip hafif pışpışlamaya başladım.
Zeynep üstündeki Zehranın getirdiği pijamayı kaldırıp göğsünü açtı. Ona baktığımı fark edince kızarıp hızla kızımızı kendine çekip emzirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMERA FERAM ☑
Novela Juvenil▪︎TAMAMLANDI▪︎ Mutluluk neydi? Yani gerçek mutluluk? Baba sevgisi, aile sıcaklığı? Peki size bir soru. Size hiç kendi hayatınız için söz hakkı verildi mi? İşte bana verilmedi. Benim kaderimi onlar çizdi ve beni bir avuç sevgiyle uğurladılar yaşadığı...