2/özel bölüm

7K 314 32
                                    

Son bölüm adına bol yorum yapın lütfen...

Yazardan
                                     Insan diyorum azizim! Insan... acıyı da bilmeli mutluluğu da... ne kadar geç ne kadar erken hayata adım atmalı.

Her acı aynı mıdır? Yani bir annenin evladını acı çekerken görmesi mi daha acıdır yoksa o evladın acı çekmesi mi?

Zeynep şuan da muayene edilen oğluna camdan bakıyordu.

Doktorun her dokunuşunda hissedip, hissetmediğini sorduğunda Miraç'ın başını  olumsuz sallaması Zeynep'in içindeki acıyı daha da arttırıyordu. Peki Miraç'ın gözündeki hayalkırıklığı işte en acısı da oydu ya.

Oğluna yalan söylemekten sıkılmıştı 'anne ben ne zaman koşucam?' Hastaneye gelirken Miraç'ın bir anda ağzından çıkan bu cümle Zeynep'in kulaklarında çınlanıyordu.

Doktor son kez Miraç'ın ayaklarına bastırıp doğruldu.

Camdan onları izleyen Zeynep'e dönüp teselli gülümsemesini! Gönderdi.

Zeynep, başını  eğip yutkundu açılan kapıyla zorlukla kafasını kaldırdı.

Doktor hanım, bir iki adım atıp arada mesafe bırakarak " geçmiş olsun." Deyip derin nefes aldı.

Mardin'de gitmedikleri doktor kalmamıştı şimdi de Istanbul'a gelmişlerdi ama sonuç belliydi.

Doktor hanım, hafifçe tebessüm edip anlayışla "Miraç'ın durumuna ne kötü ne de iyi diyebilirim. Dosyasını incelediğimde bunca zaman boyunca bir ilerleme kaydetmemeleri bir eksi  gerilik ama eğer dozları biraz daha artırır ve fizik tedavilerini daha sıklıkla yaparsak bir ilerleme kaydeticeğimizi düşünüyorum." Deyip sustu.

'Düşünüyorum...' Dedi zeynep kendi kendine.

Içindeki hırsı yenemeden hızla "düşünmekle olmuyor! Herkes düşünüyor. Ben sizden kesin bir cevap istiyorum doktor hanım! Bana şunu diyin benim oğlum iyileşicek mi?" Dedi sonlara doğru korkuyla.

Doktor hanım, başını eğip "bunun için henüz bir şey diyemem benim ilk tedavim bu ama dosyada olumsuz her şey. " deyip sustu.

Zeynep, hayal kırıklığıyla başını salladı.

Tam odaya oğlunun yanına gidecekken doktor hızla "ama ben başarıcam size söz veriyorum." Dedi umutla.

Zeynep, öylece doktora bakıp  kafasını sallayıp odadan içeri girdi.

O söz  istemiyordu ya da olasılık o kesin bir cevap istiyordu. Olumlu ve kesin bir cevap!

Yatakta öylece oturan oğlunun yanına gitti gözlerine bakmamaya çalışıp oğlunu kucağına alıp sandalyesine oturttu.

Arkasına geçip boğazını temizleydi mutlulukla "anneyle ne yapmak istersiniz Miraç Bey? " dedi sandalyeyi sürerken.

Miraç öylece önüne bakıp "uyumak..." dedi fısıltıyla.

Zeynep, gözünden akan yaşı silip sesini çıkarmadı.

************
Çalan kapıyla derin nefes alıp elini kulpa koydu.  3 ' e kadar saydı.

"Bir ikiiiiiiiiiii..." ve küçük ayaklarıyla koşarak gelen Dila annesinden önce kapıyı açtı.

Asaf, az önceki yorgunluğundan hızla sıyrılıp kapıdaki iki güzele baktı.

İMERA FERAM ☑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin