Bölüm 4: KATİLLE RANDEVU

19.3K 1.4K 419
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm Şarkısı: Love Me Like You Do - Ellie Goulding

Bölüm 4: "Katille Randevu"

Hissettiklerimin kamçıları gerçeklerin ve geleceğin üzerinde şaklarken ensemden geçen ürperti bütün bedenimi istila ediyordu. Elimdeki davetiye, içeri girişimin biletiydi. Cehenneme şuursuz bir davetti. Beynimi kaynatan yangınların buharında kabul cümleleri geziyordu. Belki de kendimi geri çekerek daha zoru oynamalıydım. Fakat onu kaybetme ihtimalini göze alamazdım. Avına ne kadar bağlı olduğunu bilmiyordum.

Davetiyeyi bırakıp odama yürüdüm. Dün akşam itibariyle Mert'in alt katına kendi evimi taşımıştık. Ev zaten temiz kullanılmış ve temiz bırakılmıştı ama ben hamarat ve becerikli bir kız olarak yine de evi şöyle bir elden geçirmiştim. Bütün gün gözüme uyku girmeyince kendimi temizliğe vermiştim. Ağır eşyalar da Mert ve getirdiği birkaç hamal yardımıyla halletmiştik. Saat sabahın altısıydı. Kış aylarında olmamız sebebiyle güneş biraz geç teşrif ediyordu. Yeni doğmuş sayılırdı.

Üzerimdeki ince yeleği pencerenin önündeki mavi koltuğa bırakıp yatağa girdim. Gözlerim sızlıyordu ama beynim hala atom karıncaydı. Soluma dönüp ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırarak kendimi uykuya bıraktım. Daha kalkacak gece için elbise ve ayakkabı alacaktım. Ve bunlar benim için ölümdü. Üstelik bugün saçlarımı yaptırmak gibi berbat bir zorunluluğum da vardı. Gideceğime emindim, bu gece en büyük kozumdu.

İkindi vaktinde, ezan okunurken uyandım. Elimi yüzümü yıkarken evimin kapısı çaldı. Burada oturmaya başladığımı bilen kişiler Leyla ve Mert'ti. Yüzümü kuruladığım havlu omuza atıp kapıyı açtım. Elinde bir kapla Leyla gelmişti. "Müsait misin canım?" dedi. Kapıyı sonuna kadar açıp mutfağa yürüdüm. Su ısıtıcıyı fişe takarken o da mutfağa gelmişti.

"Açsındır diye sana bir şeyler getirdim."

"Sağ ol," dedim samimice. "Kahveyle içeriz." Mutfağın köşesindeki L koltuğa oturup bana dikkatle baktı.

"Solgun görünüyorsun, iyi misin?" Parmaklarımı saçlarımın üst kısmına takıp geri ittim.

"Uykudan kalktım ya, ondandır. Akşam da gitmek istemediğim ama gitmek zorunda olduğum bir davet var. Daha ona alışveriş yapacağım." Üst dolaplardan iki kupa çekip birer tatlı kaşığı kahve attım.

"İstersen sana yardımcı olabilirim," dediğinde cennetten müjde gelmiş gibi ona döndüm.

"Gerçekten mi?" Güldü.

"Gerçekten." Elime kupaları alıp onun yanına oturdum.

"Harikasın!"

Yarım saat sonra evden çıkmış, Leyla'nın beni sürüklediği büyük ve gösterişli bir mağazaya girmiştik. Çoğunluklu ağır ve gösterişli elbiseler vardı. Leyla ile tasarımcı arkadaştı belli ki. Kadın benimle en yakınıymış gibi ilgilenmişti. Leyla ile aynı yaşta olmalıydı. Tek kelimeyle mükemmel bir fiziği vardı. Saçlarının uzunluğu ve gürlüğü imrenilmeyecek gibi değildi doğrusu. İri kahverengi gözlere sahipti. Yaş yapıt gibi duruyordu.

Siyah, lacivert, pembe, mor, kırmızı... her rengin elbisesini denetmişlerdi bana. "İyi ki bana yardım et, dedim Leyla!" diye çemkirdim kabinde kırmızı elbiseyi çıkartmaya çalışırken. "Kırk tane elbise denettin!"

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin