BÖLÜM 9: ANNE

17.8K 1.3K 605
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı: Taylor Swift - Maroon

Bölüm 9: "Anne"

Anne.

Ne kadar dolu bir kelimeydi. Değerini ölçmek için en değerli kelime ölçüt biçilmişti. Ayaklarının altında cenneti taşıyan biri kim bilir gönlünde neler taşırdı? Kadındı o da. Hepimiz gibi, benim gibi... Eş anlamı fedakarlık demekti. Doğurmak. Büyütmek. Karşılıksız sevgi vermek. Annemden kalanlardı bunlar. Ruhuma attığı küçük ilmeklerdi. İnandığım, bildiğim, değer verdiğim, saygı duyduğum ne varsa bundan ibaretti.

Esneyerek yattığım yerde doğruldum. Bir hamlenin etkilerini atlatmak birkaç güne bedel oluyordu. İki gün önce gece yaşadığım travma hala izlerini hala koruyordu. Kafamda çığlık atan o kadını susturmam uzun zaman alıyordu. Ayağa kalkıp cama yürüdüm ve odayı havalandırmak için camı açtım. İskender ile adamları havuzun yanında durmuştu. İskender çok ciddi bir ifadeyle konuşuyordu.

Onu sinirlendirmek adına camdan sarktım. "Günaydın sahipçiğim!" dedim elimi sallarken. Başını kaldırarak çatık kaşlarıyla bana baktı, ben onun aksine sırıtıyordum.

"Git hazırlan! Birazdan çıkacağız!" diye emretti.

"Nereye?" dedim sesimi ciddiye bindirerek.

"Sürprizim var sana." Tek kaşımı kaldırdım. "Defne!" diye kükredi yan cama doğru. Defne hemen yan camdan başını uzattı. "Hazırla şunu! Teslimat toplantısına uygun bir şeyler ver!"

"İyi evde çarşaf yok ki," dedi Defne masum bir edayla. Ben aralarındaki konuşmayı dikkatle dinlerken İskender volkan gibi patladı.

"Ne çarşafı lan! Delirtmeyin beni! Kurşuna dizeceğim hepinizi yoksa!"

"İyi de abi orada adamlar hep sapık oluyor. Kızı taciz ederler falan! Hatırlamıyor musun bana bakınca bile ne yaptığını?" İskender ellerini arkada bağlayıp bağırmaya devam etti.

"Lan siz aynı mısınız! Deli etme beni! Tabi ki sana sarkan şerefsizi kurşunlayacağım! Onun böyle bir şeye ihtiyacı yok." Yutkundum. Tabi ki de aynı olamazdık. Onun kadın da olsa kardeşiydi Defne. Ben ise sarışın kaltağın tekiydim onun gözünde. Başka ne bekliyordum ki?

"Yalnız hatırlatırım, sen zaten delisin." Ateş saçan gözleri bana döndüğünde sebatla gözlerine bakmaya devam ettim. Ne yani? Yalan mı söylüyordum? Deliydi ve ben de onu iyileştirmek isteyen aptalın tekiydim. Camı yüzüne kapatıp perdeyi de sertçe çektim. Bu sırada içeri Defne girmişti.

"Hadi, odama gel de hazırlayalım seni." Beni kolumdan çekiştirerek kendi odasına getirdi. O gardırobuna yöneldiği sırada, ben de elimi yüzümü yıkamak adına banyoya girdim. Defne benden yapılıydı. Hem uzundu, hem de kemik yapısı olarak kalındı. Onun kıyafetlerinin bana olma ihtimali pek de yoktu ama...

"Bana olmayan birkaç kıyafetim var. Ayağın kaç numara?" dedi elindeki askıları yatağın üzerine bırakırken.

"38."

"İyi bari, en azından ayak numaralarımız aynı." Yanıma gelip ellerimi tuttu. "Çok teşekkür ederim Nefes. Ne desem az. Abimin sana vereceği zararı azaltmak için elimden gelen her şeyi yapacağıma emin olabilirsin." Gülümseyerek ellerini sıktım. Bunların hiç birini onun için yapmıyordum, kendim için bile yapmıyordum. Bana teşekkür etmesine gerek yoktu ama yine de umursamadım.

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin