Bölüm 28: RUSYA

12.6K 957 276
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı: Halsey - Him n I

Bölüm 28: "Rusya"

Soğuk.
Hava buz gibiydi. Tek ısı kaynağım elimi tutan adamın sıcak teniydi. Ona doğru biraz daha yaklaşıp yürümeye devam ettim onun yanında. Üzerindeki siyah palto ve siyah botlarla daha da ürkütücü duruyordu. Aslında bakışları yeterdi ama heybetini taçlandırmayı seviyordu. Giydiğim koyu yeşil montu boynuma doğru kaldırdım. Hala gelmemiş miydik?

"Şuradan," dedi sağ tarafa doğru çekiştirirken beni. Hızlı adımlarımı onun peşinden yönlendirdim. Kenardaki büyük çatılı evin önüne geldiğimizde hiç duraksamadan eve doğru yürüdü. Etrafta neredeyse hiç ev yoktu. Burayı beğenmiştim. Karlı bahçeden geçip kapıya anahtarı soktu. İçimi tuhaf bir heyecan kaplamıştı. Kapıyı arkaya doğru ittiğinde hemen içeri girdik. Rusya çok soğuktu.

İskender benden daha büyük adımlarla içeri yürüdüğünde ben onu takip ediyordum ufaktan ufaktan. İki oda vardı. Üst katı yoktu ve salon, mutfağı da içine alarak, evin üçte ikisini kaplıyordu. Her şeyin üzerinde beyaz çarşaflar vardı. Beni en mutlu eden şey olmayan tavandı. Odanın yüksek duvarlarının bittiği terde direk çatı başlıyordu. Evin üzerini güzelce örten tahtalar da özenliydi, cilalanmıştı.

Evdeki tek kapıyı açtığımda yatak odasıyla karşılaştım. Yerde bir yatak vardı fakat bazası yoktu. Üzerine özensizce griye kaçmaya başlayan beyaz bir çarşaf örtülmüştü. Yastık başta dursa da yorgan ve çarşaf dağınıktı. Gardırobun açık olan bir kapağından boş olduğunu görebiliyordum. Kenardaki beyaz kapı ise banyoya açılıyordu. Kötü olmasına rağmen odayı sevmiştim. Evi de sevmiştim. Tam hayal ettiğim paspallıktaydı.

Yeniden içeri döndüğümde İskender'in şömineyle uğraştığını gördüm. "Ev çok güzel," dedim içtenlikle. Gözleri bana döndü.

"Beğenmezsin sanıyordum," dedi ayağa kalkarken. Soğuk olduğu için hala üzerimizdeki fazlalıkları çıkartmamıştık.

"Şaka mı yapıyorsun? Tam hayalimdeki eve benziyor. Burada değil iki hafta, bir ay bile kalabilirim." İçimi sallayan adımları tam dibimde durdu.

"İstediğin kadar kalırız." Gözlerine baktıkça battığımı hissediyordum. Daha fazla dayanmayarak bakışlarımı kaçırdım. "Ben odunlukta biraz odun kıracağım. Çabuk dönerim." Başımı salladım. Bir şey demeden yanımdan geçip çıktı. Onun gidişinin ardından ben de botlarımı çıkartıp temizliğe giriştim.

Üşümeyi göze alarak evin camlarını açtım. Ağır koku insanın boğazını ağrıtıyordu. Koltukların üzerindeki beyaz çarşafları alıp banyoya attım. Evde çamaşır makinesi yoktu. Sinirlerim bozulmuştu buna. Evde küçük bir gömme dolap vardı. Orada bulduğum temizlik eşyalarını kullanarak evini temizledim. Ne kadar mutfak eşyası varsa huylandığım için çamaşır suyuyla yıkamıştım.

İşim bittiğinde gülümseyerek temizlediğim odaya baktım. Yarım saatte halletmiştim. Tek odaydı zaten. Camları kapatıp mavi koltuğa oturdum. Bulaşıkları yıkarken soğuk sudan ötürü kızaran ellerimi bacaklarımın arasına kıstırıp arkama yaslandım. Yaklaşık bir haftalık yolculuğumuz bugün öğle vakitlerinde son bulmuştu. İskender'le gemiden ayrılıp eve gelmemiz ise ikindiyi bulmuştu.

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin