Bölüm 37: KÜL

9.9K 883 78
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı: Rihanna - Love on The Brain

Bölüm 37: "Kül"

Vazgeçecek kadar güçlü olamazsan, vazgeçmek zorunda kalacak kadar aciz olurdun.

Bu cümle beni yansıtıyordu. Hiçbir zaman ondan vazgeçecek kadar güçlü olmamıştım. Her zaman bir bahanem olmuştu ondan gitmemek için. Şimdi ise sırtımda koca bir hançerle sürüne sürüne çıkmıştım onun sınırlarından. Hançerin etrafını saran ziftten damarlar kalbime batıyordu. Büyük bir yangının ortasında can çekişirken karşımdaki ayna bana katilimi gösteriyordu.

Kendimle göz göze geliyordum.

Yattığım soğuk parkelerin üzerinde doğruldum. Geçen zaman sanki omuzlarımda birikiyordu, gittikçe çöküyordum. Kemiklerim daha da belirginleşiyor, gözlerimin altı daha da çöküyordu. İçimde hayat ateşinim külleri uçuşuyordu. Bitmiştim, son demlerimi yaşıyor gibiydim. Belime dökülen saçlarımı dolayarak tokasız bir topuz haline getirdim ve bozulmasına izin vermeden kepi başıma geçirdim. Üzerime geçirdiğim deri cekete güvenerek daireden çıktım.

Birkaç gündür bu evdeydim. İskender'den haber alamıyordum fakat çok kötü durumda olduğu düşüncesindeydim. Deli gibi beni aradığını biliyordum ama. Beni bulduğunda yapacaklarını düşünmek istemiyordum. Hoş, eskisi gibi zarar veremeyeceğinden emindim artık. Canımı yakamazdı fiziksel zararlar. En büyük acıyı kalbimde yaşıyordum zaten.

Yavaşça kapıdan içeri girdim. Yılladır bu binanın yanından dahi geçmiyordum. Buraya gelmeyi aklımdan dahi geçirmiyordum. Ama şimdi, yapayalnız kalınca kendimi burada bulmuştum. Sonumun onun gibi olmaması için o kadar uğraşmıştım ki! Onun gibi yapayalnız hapishane köşelerinde sürünmemek için çok uğraşmıştım! Ama sonunda, bir katil olarak onunla aynı sonu paylaşacaktım.

Sandalyeyi çekip oturduğumda şaşkın gözleri beni buldu. Beni burada görmeyi beklemediğini biliyordum. O hapse girdiğinden beri hiç gelmemiştim çünkü. Onun gözlerine bakamadım. Şapkayı başımdan çekip masanın kenarına attım. Saçlarım kelepçelerden kurtulmuş gibi omuzlarıma ve masanın üzerine döküldü.

"Nefes..." dedi babam kısık bir sesle. "Neden geldin?"

"Yalnız kaldım," dedim omuz silkerken. "Hayatım bok gibi geçiyor, işkence gördüm, ihanete uğradım, fedakarlık yaptım ama sonunda yine yalnız kaldım." Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Ben nerede hata yaptım?" Baban kederli gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Kendini hiç düşünmemişsindir." Dünyanın en doğru cümlesiymiş gibi parmağımı şıklattım.

"Doğru."

Bir süre sadece birbirimizin gözlerine baktık. Söyleyecek bir şeyim yoktu. Aslında çok şey anlatmak istiyordum ama ona mı anlatacaktım? Annemin katiline mi? Gerçekten bu kadar mı yalnızlaşmıştım, annemin katilinin yanına gelecek kadar? Gözlerimi kapatıp başımı aşağı doğru eğdim. Babam dirseklerini masaya koyup bana doğru eğildi. "Nefes ne oldu? O herif mi sana bir şey yaptı?" Başımı yana yatırıp gözlerine baktım.

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin