Bölüm 8: ATEŞ

17.9K 1.4K 680
                                    

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı: Wild Thoughts - Rihanna

Bölüm 8: "Ateş"

Hamleler ve karşı hamleler... Hayat bundan ibaretti. Hayat büyük bir satrançtı. Rakibin ise çoğu zaman hayatın ta kendisi olurdu. Tabi bu çaylakların ligiydi. Kendini güçlü kılmayı başarmış, aynaya bakabilen insanlar kendileriyle oynardı o satrancı. Bu seviye erişmek ise o karanlık tünel üzerine yıkılmadan geçmekten geçiyordu.

Ben mi?

Babam o karanlık tünelin kendisiydi. Annemin üzerine devrilirdi. Kendini annesinin üzerine atarak kalkan görevi gören o kız ise annesinden önce alırdı o darbeleri. Yani ben annemin sınavından geçip kendi sınavıma erişmiştim. Büyük bir antrenman söz konusuydu. Pusulanın ucu bendeydi. Şimdi yapacağım hamle ona asla durmayacağımı gösterecekti.

Gözlerimi açtığımda hava ya kararıyordu ya da aydınlanıyordu, hangisi olduğunu bilmiyordum. Ağzım ve boğazım çöl kadar kuruydu. Acı içinde yutkunup doğrulmak için kolumdan destek aldım fakat koluma saplanan acı kalkmama izin vermedi. Yüzümü buruşturarak kendimi yatağa bıraktım. Kendini kesmek nasıl bir akıldı?

Diğer elimin ayasını yatağa yaslayarak kalktım. Ağzımda iğrenç bir tat vardı ve boş midemin çalkalanmasına neden oluyordu. Yataktan çıkıp odanın banyosuna yürüdüm. Dişlerimi fırçalamak istiyordum. Bu tat başka türlü yok olmazdı. Aynanın karşısında geçtim. Aynadaki dünya benim durum değerlendirmesi yaptığım küçük bir salondu. İyiydim. Şimdilik. Kendime verdiğim zarar onun kazandığını göstermezdi. Ben henüz hamlemi yapmamıştım.

Aynanın kenarlarına yerleştirilmiş beyaz dolapların kapaklarını açtım. Şampuanlar, kremler, makyaj eşyaları, kolonyalar ve adını bilmediğim birkaç şey daha bulunuyordu. Uzanıp açılmamış diş fırçasını ve macunu aldım. Hızlı hızlı dişlerimi fırçalarken koluma baktım. Sarılmıştı. O kadar kötü görünmüyordu. Daha ağırlarını taşımıştım bedenimde. Omuz silkip ağzımı çalkaladım. Fırçayı yerine bırakıp banyodan çıktım. Diğer yandan da nasıl karşılık vereceğimi düşünüyordum.

Odanın kapısına yürüdüm. Hala kilitli olup olmadığını bilmiyordum. Uzanıp kolu aşağı asıldığımda tıkırtıyla açıldı. Dışarı çıkıp kapıyı arkamdan örttüm. Koridor tamamen karanlıktı. Merdivenleri yönelip inmeye başladım. Defne'nin evde olduğunu umuyordum. Merdivenleri yarıladığımda Malik ile göz göze geldik. Bir ıslık patlattı. Boşluk gözlerime dolarken öylece durdum. Benim görüş alanımdan dışarıda kalan bir yere bakarak konuştu. Dudaklarında mide bulandıran bir sırıtış uyanmıştı.

"Kardeşim, av bayağı iyi geçmiş." Parkedeki vurgulu ayak sesleri Malik'in yanında durdu. Gözlerim bu defa ona kaydı. Yüzümdeki ifadesizliği bozmadım. Beni baştan aşağı süzdü.

"1-0," dedi gözlerime bakarken. "Skor tutmaya artık başlayabilirsin sarışın." Soğukça güldüm ve baştan savma bir selam verdim.

"Emredersin sahip."

Malik dirseğiyle İskender'i dürttü. İkimiz de aynı anda Malik'e baktık. "Umarım ben de payımı alacağımdır." İskender ruhsuz gözlerini yeniden bedenimde dolandırdı. Kararsız gibi bir edası vardı. Malik ise meraklı gözlerle onun vereceği cevabı bekliyordu. Pay derken? Benim üzerimden mi?

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin