Bölüm 21:BİNLERCE HİS

17.9K 1.5K 1.1K
                                    

Keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı: Imagine Dragons - Demons

Bölüm 21: "Binlerce His"

Mecburiyet.

En acı gerekçeydi belki de. İstemediğin bir şeye zorla kelepçelenmek. Acı veriyordu. Şu an belime sarılı kol gibi mesela... Ensemde nefeslenen katil gibi... Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sakin kalmak çok zordu. Bana isteğim dışında bu kadar yakın durması sinirlerimi bozuyordu. Karnımın üzerinde duran elini çekip yatakta hızlıca doğruldum.

Bir de uyuyordu! Ayaklarımı yere bastırıp inleyerek öne doğru eğildim. Beklediğimden fazla acımıştı. Dişlerimi sıkıp yüzümü buruştururken arkadaki hareketlenmeyi hissetmiştim. "Ağrın mı var?" dedi başını omzumun hizasından uzatırken. Dilimin ucuna kadar gelen küfürlü cümleleri yutup güçlü görünmeye çalıştım. "Yarana bakmamız gerek." Yataktan destek alarak ayağa kalktım.

"İyiyim ben, kömürlükte yatmadığıma şükretmekle idare ediyorum." Düşünceli yüzü birden öfkeye boğulurken keskin bakışlarımı yüzünden çekmedim. Beni kullanmasına izin vermek istemiyordum. Kimseye boyun eğmeyerek inşa ettiğim gururumu birkaç günde ayak altına almasına izin veremezdim.

"Saçmalamayı kes de gel buraya!"

"İstemiyorum! Sana muhtaç olduğumu mu sanıyorsun? Bu düşünce hoşuna gidiyor değil mi? Bir kadın sana muhtaç! Ama asıl sen bana muhtaçsın! Uyumak için bana muhtaçsın!" Birden ayağa kalktığında içimdeki ses beni geri itmeye çalıştı ama içimdeki güçlü kadını eski yerine çiviledim.

"Sakin olun!" diyerek içeri girdi Defne. Saçları dağılmış, gözleri şişmişti. Sesimize uyanmış olmalıydı. Arkasından saçlarını karıştırarak kısık gözlerle Tolga belirdi. Yeniden, alev almış bakışlarına karşılık verdim.

"Beni soru yağmuruna tutup aşağılarken iyiydi İskender Bey! Öyle bana bağırıp çağırarak bastıramazsın! Cevap ver sorularıma!" Sinirle güldü.

"Ne o? Sen de veremediklerinin sinirini benden mi çıkartıyorsun?" Sırıttım onun gibi.

"Cevapladım ben. Duymak ister misin?" Ona doğru bir adım attım. "Dostuna düşmanından daha yakın ol. Bu taktik her zaman işe yarar." Beni çenemden tuttuğu gibi kendine çekti. Korkmadım. Canımı yakacak olsa da, gözlerindeki yangınlar ruhumdakine destek verse de, daha çok kül olacağımı anlasam da bakışlarımı kaçırmadım.

"Sen benimle oynayacak kadar zeki mi sanıyorsun kendini?" diye tısladı suratıma.

"Sanmıyorum, ben seninle zaten oynuyorum Boğazkesen." Çenemi elinden kurtardım. Bana uzandığında Defne araya girdi.

"Tamam abi, kız iyi değil zaten. Hadi kahvaltı yapalım." İskender gözlerini kız kardeşine düşürdü. Defne yutkundu ama abisine bağışıklık kazanmış görünüyordu.

"Kahvaltı yapacak keyif mi bıraktınız adamda?" dedi sinirle arkasını dönüp kapıya yürürken. "Hazırlanın villaya dönüyoruz." Tolga odasına dönerken Defne şüpheyle bana baktı. "Git hadi," dedim onu ittirirken. "Defolup gidelim şuradan!" Gözlerini devirip odadan çıktı.

Yatağa oturup ayağıma botlarımı giydim. Üzerime montumu geçirip odadan çıkana kadar herkes dışarı çıkmıştı bile. Yavaşlığıma gözlerimi devirerek kapıyı arkamdan çektim. Arka koltuğa, Defne'nin yanına yerleştiğimde üzerimde hissettiğim keskin bakışları görmezden geldim. Gerçekten hiç gücüm yoktu, hiç. Bu kadar basitti işte. Hiç'in bir açıklaması olur muydu? Bitmiştir işte.

KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin