Keyifli okumalar...
Bölüm şarkısı: 7 ring - Ariana Grande
Bölüm 5: "Son Adım"
Neyin savaşını veriyordum? Annemin intikamı mıydı bu yoksa işkence yaptığı kadınların acısını sökme çabası mıydı? Bilmiyordum. Sadece şu an dışarıda olmaması gerektiğini ve içimdeki nefreti biliyordum. Elleri omuzlarımın hemen üzerinde konaklarken, gözlerindeki alevler ruhumda kıvılcımlar bırakırken isteğim artıyordu.
Ellerimi omuzlarına koyup onu ittim. Yakınlık beni oldukça rahatsız etmişti. "Ne demek şimdi bu?" dedim arka fonda kurşun sesleri çalarken. Çatılı kaşlarının öfkeli gölgesi yüzünün her santimine düşüyordu.
"Seninle bir konuda anlaşalım sarışın, beni aptal yerine koyma. Çocuk yok karşında. Bu cesaret gösterileri, metrelerce öteden adam indirmeler... kim olduğunu söyle, gitmene izin vereyim. Ama zor yolu seçersen, inana bana çok güzel öttürürüm." Karşısında kırılgan bir kadın varmış gibi davranmalıydım. Kırılmış ve korkmuş, bu yüzden kendini öfkesinin arkasına atmış bir kadın olmalıydım.
"Sen... Sen ne söylediğinin farkında mısın? Ne öttürmesi, ne zor yolu? Sen adam indirdiğimi..." Yüzümü ovuşturdum. "Beni korkutuyorsun." Ellerini saçlarından geçirerek güldü. Sinirli bir gülüştü.
"Oynama bana!" dedi hanı inletircesine bağırarak. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Bak. Ben sadece tarih öğretmeniyim. Cesaret gösterisi falan yapmıyorum sadece basit bir kumaş parçası yüzünden o aşağılık kadınlar gibi yargılanmam beni sinirlendirdi. Ben kontrol sorunu yaşayan biriyim zaten. Kardeşine neden gittiğimi sanıyorsun?" dedim çabalayarak. İyi kıvırdığımı düşünüyordum. Ellerini ceplerine soktu. Silah sesleri az da olsa azalmıştı. "Hem adamlarının yanına insene! Ölecekler!"
"Ben onlara ölsünler diye para veriyorum zaten!" dedi. Gözlerim irileşirken omuz silkti. "Ne? Ben mi atlayayım onların önüne? Onların görevi bu, beni korumak." Başımı iki yana sallayarak hayretler içinde güldüm. Bu adam tahmin ettiğimden de manyaktı. "Peki," dedi kabullendiğini belli edercesine. İlk ankine oranla son derece sakindi. "O adamı nasıl indirdiğini açıkla, kapı sonuna açık."
"Polis koleji mezunuyum." Kaşları yavaşça havanaydı.
"Ve tarih öğretmenisin. Ben de aptalım, okullar da benden aptal ki senin kadar iyi öğrenciyi geri çevirdiler zaten! Öyle mi!"
"Bana bağırıp durma tamam mı? Annenin mezara, babanın hapse girdiği gün gir bakalım mülakata da boyunun ölçüsünü görelim!" O an gözlerindeki alaycı ifade silindi. Ciddilik harelerine sinerken kaşları iyice çatıldı. Bakışlarımı kaçırdım. Bu gerçek doğruydu. Üniversite mülakatlarına girdiğim gün annem öleli sadece iki gün olmuştu. Babam kaçaktı. Bu beni itse düşürmemiş, kanayan dizimden zayıflığımı akıtmıştım.
"Yürü," dedi. Kaşlarımı çatarak anlamadığımı belli eden bir bakış attım. Elini belimin yanımdan uzatıp kapıyı açtı. Bu silah seslerinin içeriye doluşuna keskinlik katmıştı. "Ölmeden eve git." Beni hafifçe ittirerek odadan çıktı. Adamlar hala çatışıyordu ama çoğu öte tarafı boylamıştı. Parmakları elimi kavradığında çekeceğimi sandım. Yeltenmek üzereyken iplerimi asıldım. Zor olsa da tutmasına izin vermek zorundaydım. Dişlerimi sıkarak beni yönlendirmesine izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİN SON PERDESİ -Tamamlandı-
ActionDelilik bulaşıcıdır, dengenizi bozabilir. Bir adam vardı. Önce ruhumda, sonra tenimde Bir yangın başlattı. Bir adam vardı. Namlusu alnımda, Dudakları dudaklarımda. Bir adam vardı. Ellerini kana buladı. Aynı ellerle saçlarımı okşadı O adam var ya, ...